acı

-yada acıklı bir hayatım olmadı- benimde çektiğim yoksunluklar vardı. Ama acıklı bir hikayem olmadı- çektiğim en büyük acılar. aşk acılarıydı. Bu dünyada daha fazla acıtan başka bir şey olMadı. Üzüldüğüm çok şey olmuştur. Bazen insanlar için üzüldüm bazen dünya için- orta okulda yatgımda Ruslar için ağladım günlerce- gece yorganı üstüme çekip sessizce ağlıyordum. Bir rus kıza aşık olmuştum. ağlamam aşk acısı değildi.

Anlatmak isterim paylaşmak bi yerlere yazmak yada kazımak.
Giresuna gitmiştik babamla- babamın yanında kaçıncı gezimdi bilmiyorum – büyük insanlarla olmak güzel hisler uyandırıyordu bende büyümüş gibi hissediyordum. Genelde içiyorlardı ve devamlı bir şölen havası vardı- fakat bu yolculuğumuzda tek başınaydık-

Giresunda - rus pazarında dolaşıyorum babamdan ayrılmış.Babamı görüyorum uzaktan - okadar güzel şeyler varki - yeni şeyler, farklı şeyler öğreniyorum- pencereleri perdeli bir otobüs ve önünde sıraya girmiş kadınlar. İçlerinden birini seçip otobüse girebiliyorsun. Yanlarından geçiyorum.

Biraz uzaklaşıyorum ve bir kız görüyorum kısa siyah saçlı benle aynı boyda. Onu görüyorum – onu izliyorum- gri bir mont var üzerinde yada benim üzerimde.

Kız jilet satıyor- traş bıçağı – ve bana geliyor- görüyorum – ben sadece bakıyorum – ve bana ister misin diyor bozuk bir türkçeyle- yada sadece uzatıyor- sadece bana uzatışını ve kızın- sadece gelse ne yapardım diyişimi ahtırlıyorum- ve geliyor yanımda duruyor. Hayır diyorum- gülümsüyorum- hayır benimle ilgisi yok. Ve gidiyor. O kadar mutsuz görüyorum ki onu. Ve gidiyor- tekrar karşılaştığımda onu sevdiğimi söylemeliyim. Uzaklaşıyor- farklı sıralarda ve ben yerimde duruyorum. Bir uçak alıyoruz. Havada uçan bir şeyim olmamıştı o zamana kadar. Köpükten ve hayatımda gördüğüm en basit mekanizmayla bu kadar uzağa gidebilmesine şaşırıyorum- sadece bir tane alıyoruz. Hayranlıkla düşünüyorum. Ve kızı göremiyorum - bana gelişini- ve şuan Perşembe de dere kenarında bir evin 3. katında balkonda yorganı çekip ağlıyorum.

0 Yorum: