an

neden morilim bozukki

herşey bukadar iyi gitmiyorken, herşey bu kadar karışık ve belirsizken, herşey bu kadar dağınıkken ve ben boşluktayken. dün bir arkadaşıma yazdım. bir fotoğraf hakkında ne gördüğümü sordu. neden bu fotoğrafı koydugumu soyledi. bir boşlukta- ama hafiflemiş bir durumda oldugunu soyledim. aslında birşey tutmasına gerek yok bıraksada o şemsiyeyi havada kalacak. ters dönmüş.

belki fotoğrafı görünce daha rahat anlayacaksınız. herşey insanın içine bu kadar oturabilir mi- nereye baksam- yada gizlice baksam-gizli gizli araşatırmalar içirisinde takip etmek veya bir şekilde karşına çıkmasın.

bir odada saklanmak ve telefonlara bakmamak- hatta kapıyı kilitlemek. tüm herşeyi odana taşımak ve odadan çıkmıcagın bir halde yatagında uyumak nasıl bir duygu diye soracak olursanız ertesi gün sabah işde bunları yazarken sadece boğazımda düğümelenen yumrugu anlatabilirim. şaunda ağlıyorum. umrumda değil diğer insanalar- başımı önümde duruyor. sarılmak istiyorum.saedece sarılmak. küçük küçük yaptıgım herşey -her ayrıntı gözüme taklıyor. müziğins esi sonuna kadar açık. çevreyle iletişimi minumumama indirdim. herşey geçti diyorum. tekrar karşılaşsam şapkamla selamlıyıp geçeceğimi soylüyorum. hatta gülümseyip geçeceğimi söylüyorum. ama bir an - oan neyse artık- keskin bir kılıç tüm bedenimi ikiye ayırıyor. sanırım kanıyorum şuan. ve her an......

1 Yorum:

Léa said...

çünkü burnuna dondurma bulaştırdın ve burnuna bulaştırdığın dondurma sağ elinin bileğine geçti, sonra da ben onu kornetimin ucuyla tenine yedirdim. bu olacakları sen bile tahmin edemezdin, çünkü yeryüzünde bundan daha saçma bir şey daha yaşanamaz. bundan dolayı önceden moralin bozuldu, hisettin.