hey aramızda kalsın,

neden yapıyosun bunu kendine. bir tür savunma mı- herşey güzelken yaptıgın bir yanlış- neden kendinden ödün vererek gününü mahvediyosun. ve ertesi gün neden sıkılıyorsun- aramızda kalsın.

savunma mekanizmasıysa iyi - en azından ne oldugunu biliyoruz, yok gerçekten mutsuzsan- birdaha olmaz- ozaman kendine kızmayıda bırakırsın.

- şimdi iyimisin mahir.
- evet daha iyiyim,


- yine aramızda kalsın neden insanlar güzel birşey söylediğinde seni etkilemiyor -yada yanından geçiyor, hım hamm.

- ama üzülüyorum. bir analamı yok k i - içimdeki kzıgınlıgı birşey kullnarak geçirsem mi düşünüyorum.

- ne düşünüyosun, pardon,

- uyuşturucuya ne dersin.

- peki gereklimi?
- bazen işe yarıyor. bunuda kabul etmen gerekli artık. eğer kabul etmezsen başka bir boyutta oldugunu düşüncem.
- peki kabul ediyorum, güldürdün beni. kabul ediyorum.
- ozaman birliket alalımm,
- hımm, gülümsüyorum bak.
- ne alalım dersin, aferin mi- en azından temzileniriz ve yeniden başalazrız.
- aslında devam etmey ne dersin. bence dah iyi fikir.
- yes tuttummm devam edelim. yesss corc.
- anlıyosun beni -hemd eçok - ama sadece ikimzi mi olacaz, onla çok daha güzel oluyor
- çağıralımmı dersin-

-yes. ama ama heycanlandım şimdi. am daha yeni buluştuk.
- onun mu aramasını bekliyorsun.
- evett - arar mı dersin
- ararda- sen arasan dah iyi değilmi
-tamam arıcam. hatta burdan öpücük yolluyorum ona. dur senide öpim. oh beee. iyiki varsın mahir.

uzak

içimde ağlamayla karışık bir hüzünü dağıtan bir mutluluk var- ne olursa olsun- iyi hissettiren bir mutluluk- bir sevgi -sıcaklık- garip bir duygu- ikizini bulmuşsun duygusu- aradıgını bulmuşşsun- aradıgın şeyi bulmuşsun- artık rahatladın - rahat ve huzur seni şaundaki duygularından uzaklaştırıyor.gülümsüyorum. şuan uyusam mışıl mışıl uyuruum. ama uyumucam. daha yapcaklarım var ama düşünebilirim onu. yatakta uzun uzadıya. herşey ne kadarda farklı. bu kadar uzak olupda bukadar yakın olacagınız bilemezdin sanırım, yada bukadar özlediğini. önce hakaretler ardından sarılma ve öpücükler. çok garip bir duygu. sevildiğini hissetmek.
sevmek demiyorum, sevilmek- seni seven birisini sevmekden de bahsetmiyorum, sevilmekten bahsediyorum. bir çok insan seviyor beni - bir çok kız. ama hiç sevildiğimi düşünmemiştim yada hissetmemiştim, geçtiğimiz hafta içeriinde beni sevenlerin sayısını bile sayamıyorum. ve düz bir cevapla karşılık veriyorum. bende seni seviyorum. ve gülüyoruz. sonra devamı; cidden çok seviyorum, benim cevabım; teşekkürler, bende seni çok seviyorum, bir yerlerde yazıyordu, sana iltifat edildiğinde kabul et ve teşekkür et, bunları hissederek soylediklerini düşünmediğim için bir iltifatmış gibi teşekkür ediyorum .ama o bunları bana soylemedi. seni gördüğüme sevindim dedi. bende dedim. onu görmek gerçekten çok keyifliydi- hala yanımda sanki- pek yatagıma yattıgını soyleyemem. ama yanımda uyması çok güzel. hemen uykuya dalmak- özelikle sabahları kalmak yada kalkamamak.
bir çok şeyi kırıyorum birlikte...
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | ye beni | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |

an

neden morilim bozukki

herşey bukadar iyi gitmiyorken, herşey bu kadar karışık ve belirsizken, herşey bu kadar dağınıkken ve ben boşluktayken. dün bir arkadaşıma yazdım. bir fotoğraf hakkında ne gördüğümü sordu. neden bu fotoğrafı koydugumu soyledi. bir boşlukta- ama hafiflemiş bir durumda oldugunu soyledim. aslında birşey tutmasına gerek yok bıraksada o şemsiyeyi havada kalacak. ters dönmüş.

belki fotoğrafı görünce daha rahat anlayacaksınız. herşey insanın içine bu kadar oturabilir mi- nereye baksam- yada gizlice baksam-gizli gizli araşatırmalar içirisinde takip etmek veya bir şekilde karşına çıkmasın.

bir odada saklanmak ve telefonlara bakmamak- hatta kapıyı kilitlemek. tüm herşeyi odana taşımak ve odadan çıkmıcagın bir halde yatagında uyumak nasıl bir duygu diye soracak olursanız ertesi gün sabah işde bunları yazarken sadece boğazımda düğümelenen yumrugu anlatabilirim. şaunda ağlıyorum. umrumda değil diğer insanalar- başımı önümde duruyor. sarılmak istiyorum.saedece sarılmak. küçük küçük yaptıgım herşey -her ayrıntı gözüme taklıyor. müziğins esi sonuna kadar açık. çevreyle iletişimi minumumama indirdim. herşey geçti diyorum. tekrar karşılaşsam şapkamla selamlıyıp geçeceğimi soylüyorum. hatta gülümseyip geçeceğimi söylüyorum. ama bir an - oan neyse artık- keskin bir kılıç tüm bedenimi ikiye ayırıyor. sanırım kanıyorum şuan. ve her an......

poğaca

-abi bana bi pogaca verme -

bazı zamanalar- bazen bir köşeden sabahları pogaca alırım. ama pogacanın sıcak olmasına dikkat ederim. aksi takdirde yiyemiyorum. ama bugun zamanım vardı otobuse binmek için- son dakikaların adamı oldugum söyleniyo otobuste ki doğru. son saniye- mutlaka otobusun hareket etmesi gerekiyo binmem için. kendimi nasıl şartlıyorum yataktan kalkarken anlamıyorum kendime karşı oynadıgım bu oyunlarda ayrıca şaşırtıyor beni.

bugun poğaça aldım ve sıcaktı.hatta paketi elimde zor tutuyordum. biraz ileride büfeden de vişne suyu alırım ki aldım. ki herşey çok iyi gidiyordu.ama ama poğacadan o aradıgım tadı bulamadım- herşey aynıydı. hatta sıcaklığın verdiği bir haz oluştu içimde - ama tad-tuz yoktu. diğerine yedim. fakat yine tad yoktu.

sanırım artık 2 aydan fazladır heycanla yemeyi beklediğim o keşedeki poğacaları artık yemicem.

küçük minik kırmızı gri haplar.


baslayalım mı - küçük küçük haplarla..

bir doktor odasında bağımlı reçete yazdırmak için rol yapar.

gayet sakin bir şekilde içeri girer. zamanlamanın önemi olduğunun farkındadır. hemen haplarını istemeyecektir. doktor yatagı gösterir. ve oturur. üşüttüğünü ve başının ağrıdığını söyler. kutuda belirtilen özelikleri ağır ağır sayar.doktor ağzını açmasını söyler ve boğazına bakar. alnına dokunur. ateşi oldugunu söyler. bağımlı şaşırır. ateşi oldugunu bilmiyordur. istediğine gayet uygundur doktorun teşhisi. masaya otururlar. doktor ilaçları yazmaya başlar. hala bağımlı beklemketedir. sprey istermisin der. kabul eder. hap olarak ne yazdıgını sorar. doktor xz der. o sırada zamanın geldiğini anlar. ve bu olmaz mı der. doktor yuzune bakar. hasta oldugu için ağırca oda kafasını kaldırır. yazdıgı hapın daha etkili oldugunu soyler doktor ve birden neden olmasın der. madem onu seviyosun der. bağımlının içind bir mutluluk oluşur. ama henüz bitmemiştir. iki türlü ilaç vardır. eğer diğerini yazarsa herşey mahvolacaktır. bekler. doktor tekrar başını kaldırır. bir türünün adını söyler- emin olamaz, istediğinin adını bilmemektedir. - doktor yoksa normalmi istersin diye sorar sanırım normaldir. normal der. doktor yazmaya devam eder.hala bitmemiştir. bir endişeyle birlikte iki kutu yazabilirmisiniz diye sorar. doktor yine başını kaldırır. bağımlı sakindir. artık bir kutusu olduguna göre neden iki kutusu olmasın diye düşünür. doktor izin verilmediğini söyler. bitirdikten sonra tekrar yazabilirim der. ve bağımlı mutlu bir şekilde odadan çıkıp bahçeye çıkar. kaç gündür istediği ve beklediği şey olmuştur. önce masasaına gider. ilaçının gelemesini bekler. koridorda ofis boyla karşılaşır. masasına ilaçalarını bıraktıgını söyler. ve koşarak mmasasına gider paketini yırtarak açar. ve istediği haplar elindedir.

evine mutlu bir şekilde girer.

kutuya bakar sabah akşam bir adet alınız yazısını okur. ve 15 gün sonra doktorla tekrar görüşecektir. gülümser... hepisini bir seferde alır.

yastık

bugün bir şey fartettim aynı yastık kılıfımdan iki tane varmış ve iki yastıkla uyuyorum ben. nasıl olduysa hiç yan yana gelmemiş bu yastık kılıfları ama şimdi yanyana yatagımda beni bekliyorlar. bugun biraz daha bekleyecekler. ve ben o yataga bebek gibi gireceğim. mışıl mışıl uyucam. birisini bacaklarımın arasına alırken birisine yarım sarılacagım.

duygular

biraz önce sokaklarda dolaştım, ara sokaklara girdim. çatılara çıktım. Ayağımı uzattım. içtim. tekrar dolaştım. eve geldim. evden çıktım ama bu içinden çıkılmaz duygulardan bir türlü çıkamadım. sanırım kendimi bayıltmam gerekiyor. kafamda dönen bu düşünceleri kafamı uçurarak yok edebilirim aksi takdirde ne yaparsam yapim tamamıyla her tarafta karşıma çıkıyor.

uyuyorum. uyanıyorum. uyuyamıyorum. gece kalkıyorum gündüz uyuyorum. ne zaman uyuduğumu yada rüya gördüğümün farkında değilim. ama seni görünce karşımda bunun bir rüya yada hayal olduğunu anlıyorum. çok uzaktasın benden- ferhatla şirin gibi mi- yıllar sonra karşılaşsak tekrar birlikte olabilir miyiz, olamaz mıyız. ben başka bir dünyada sen başka bir gezende mi olursun. yada karşılaşırsak aramızdaki bu buzul eriri mi- yada biz eritebilir miyiz.
yaptığımız kolaycılık mı- yada bu katılık sana da fazla gelmiyor mu- ne kadar katı olabilirisin. ne kadar önceki söylediklerinin içi boş olabilir. bu kadar ne olabilir her şeyi tersine çeviren. kırıntılar mı yok. kırıntılarla doymayacağım. içimde uzağımda yanımda- sen varsın. yeniden bir ben çıkarmadan kurtulamayacak mıyım. kendimi yakmam mı gerekiyor. bu acılar- acı diil farklı bişi-- acıdan daha da yüzeysel- vücudunu saran bir şey. bir nebula olgusu. bu toz içerisinde birşey görmemek- tesadüf çarpışmaların etkisiyle farklı yönlere savrulmak- uyandığında hala bu bulutun içerinde bulmak kendini. küçükken bulutların üzerinde uyumayı hayal etmiştim. ve bir paraşütçünün dalışıyla tüm hayallerim yırtılmıştı. ama şimdi büyüdüm halde bu bulutun içerinden çıkamıyorum. toz bulutu- parıltı- bir tepkime ve reaksiyonlar içerisinde bir oluşumun içinde kendimi yeniden oluşturmaya çalışırken kendime soruyorum yeni bir ben yaratacak mıyım diye. yeni ve yine bir mahir olacak mı yaşamımda. ya sen?

komikolan şeyler IIII

bir iş görüşmesi. ik sorar - şuan çalıştıgın şirketten ayrıldugunu söylesen tepkileri ne olurdu.

yanıt - üzülürler.,

daha işsel bir anlatım olmamalıydı acaba :)




ayaklarımın ucu okadar uzun kikendimi kovboy gibi hissediyorum.

bugun otobuste ayaktaylen ayaklarım yüzünde dönemedim. sağa sola takıldılar. hala gülerim hala gülerim.



türk çağdaş yaşam çok programlı lisesi. ne lise ama..

Sıra Sende

şimdi sıra sende- atlama zamanı - çok yukarlarda birimiymiş- artık yere çakılma zamanı geldi- bir hikaye var papazın birisi çatı kaTına çıkar. 9. kattan atlar. her katta şunu söyler buraya kadar herşey iyiydi - buraya kadar her şey iyiydi.


sıra sende - kanlarını görmek istiyorum ve seni de görmek istiyorum.

yaşamımda bu acımasızlık nasıl tedirgin ediyor bilemezsin. .. ben nerde yanlış yaptım. tanrıya diill sözlerim -- hiç kimseye -- bu kadar cezanladındırmak - soylenenin gibi bir melelonkolinin içinde mi boguluyosun. yada çılgın bir anın mı - seni anlatacak kadar yorgun değilim. yüzlerce kitap yazablirim ve içirisinde sen olamdan, parçaları birleştirince sen olan ama aslında sen olmayan bir kitap.
kızgınlıgım. durdurulması yok.