icimdeki heycan

nedense ve nasil olduysa icimde bir heycan ve umut dogdu gelecege karsi, gesmise tamkarsi.

calismamak güzel bir his icersinde bir arkadasla hos sohbet icersinde mirildadaiklarimiz bir birine.. ama bir birini analamanin ruh hali.. biraz ates.. belki yemek cagrisi..

hepsi bu... biraz icki, biraz 

.

gecenin sonunda, henüz erken bir saat.. olaylarin akisi...
bir yazarla basladim günlüge,

yapabilecegim pek bir sey yok,.. okkadar konusulduktan sonra her seyin havada da kalmasi gibi kendimi havada hissediyorum.  sandelyede oturuyorum. önümde bir masa ve genis bir koltuk var..

bir an önce yasanlari hatirlayinca, ne kadarda bos görünüyorlar.   ve bir sarkicidan ögrendim nasil yazilmasini yada yazi stilini, hep hosuma gitmistir. benim de önceden düsündügüm, bilinc atlinin disa vurumu gibi,  aklinden gecenlerin kagida- haha ekrana yansimasi gibi.. bunlari yazarken sadece parmaklarima bakiyorum, birer robot gibi, beynimle orantili bu kelimeri yaziyorlar.

agzimdan tek bir ses cikmiyor, sanki mühürlenmis gibi, damagim kurumus ve ve kapanmis... belki biraz yorgunuk beliritisi gösteriyor yüzüm, ama tamamen mutsuz, aynda bir kac dea kendime bakmam gülümseme yol acti ama kaslarimin catiligi eski haline geri döndü, o sirada tekrar gülümsedim kendime, ama icimden,  yüz  kaslarinai pek kontrol edmiyorsun  anlasilan, joker gibi olmak da cabasi...


düsünceler..


icimde ve disimda üsümeme yol aciyorlar..


icimdeki kirginlik

herseyin güzel oldugu bir anda inanilmaz yikima götürüyor.. pisman olmak adina olayla kayitsiz kalmak en iyi cevap gibi görünüyor,


sartenin bir sözü aklimda dolasiyor,

gidersem onlara, kalirsam kendime isyan etmis olurum diye... bense onlara isyan ediyorum.


Berlin

soguk bir aralik günü uyaniyorum, balkondan cocuk bahcelerini, rüzgari ve agaclari izilioyrum...

bir kahve ve sigara.. belki kar yagmasini beklermisim gibi.. iceri giriyorum.. odam sicak. ve sakin bir müzik esliginde  masama oturuyorum.. icimdikeleri ve dün gece yansananalri anlatmak zor...

tek oluoyrum uzun zamandir.    tek uyaniyorum.  dün gece birsey düsünmemek icin  yataga erken girdigim gibi..  kendimi kontrol edemenin getirdikleri gibi yatakta uzaniyorum. yanimda sevgilim. oda karanlik ve benim gözlerim acik.  dönüyorum dönüyorum... uyumak icin sabirsizlaniyorum. aklimdan gecen dusunculeri durdurmak imkansiz, davranislarimi da ayni sekilde... hep bir aliskanlik silsilesinde. bir firtinanain icinde buluyorum kendimi.. ic dünyam, disari ile birlesiyor. büyük bir firtinanin ortasinda ben.  kendimle ilgili ne kadar cok sey kesfettim dün gece..

ne kadar yanliz oldugumu ve ne kadar korktugumu.. ne kadar icki ve saygiya muhtac oldugumu... belki sadece bir paravan, rahat oldugumu göstermek icin.. dediigm gibi bir firtinain icinde kendimi saklamak icin kulllandigim bir paravan..  kücük bir cocuk gibi güzelleriklerin pesinden kosaan ve ne yaptigini unutan bir insan..

ani kizginliklar, nedensiz yükselisler. nedeni ne kadar kücük olmasida okadar büyük yapiyor olayi ve durumlari... dedigim gibi saygiya muhtaclik..


tehlikeli gidisler , yanlizlik ve ego..... daha rahat davranip  kendin olabilme aliskanliginin gelistirilmesi.. bir cocuk gibi cukulata  bagimligin son bulmasi kendimden isteklerim... a birde konusmayi ögrenmesi...zamani geldi.