dogum günüm

işten atılıyorum. sonunda başardım. sonunda özgürüm. istedeğim oldu. 2010 yılından okadar şey bekliyorum ki - zaten mutluyum- mutluluk ve özgürlük. garip bugün doğum günüm. babamın bana bir aramağını- yıllar önce sinden dogum tarihimi farklı yazdırmasınan kaynaklanıyor. sabah başladı- mailleirmi kontrol ederken. mutlu yıllar yazısıyla karşılaştım... ve gün boyu öpücükler ve tebrikler. baba teşekkür ederim sana.

Hayaletler / Gespenster

Deneme yazım-

İlginç birşey fark ettim hayatımla ilgili. nedir nedir. Rol yaptığım zaman hemen o role bürünüyorum. İşin ilginci bu rolden hemen çıkamıyorum.. komik ama dimi. Bir sorunun altındaki birşey mi bu. O zaman kendimi kandırıp hayallere dalıp o hayallerde yaşayabilirim .
Yada duygusal olmamdan kaynaklanıyor olabilir. Örneğim incelenirse hakkımdda daha kesi n sonuclara ulaşılabilinir kanaatındayım...*p* kız arkadaşım bu sen oluyorsun. Düşüyorsun. Hava yağmurlu zaten. Düşme ihtimalin çok yuksek. Her tarafıda kırma potansiyelin olunca yalan bana uyuyoyor. Bu potansiyeli bilen sadece benim. Ve düşüp kafanı kırıyorsun. Bunu ilk soylediğimde gülüyorum içimden. Iki anlamaı var. ikincisini söyliyim kafan darmadağan- abartmış oldugumu düşünüp- kan akıyor diyorum.. suratım buruşuk ve gözlerim hüzünlü- bende inanamıyorum yüzümün bu hale geldiğine. Iyi akşamlar diyip çıkıyorum. Sevgilim seni düşnüyorum ve umarım şimdi iyisindir. Sana koşuyorum. Yüzümdeki ifade gitmek bilmiyor. Hüzünleniyorumda….
Şimdi gülümsüyorum. Iyi olman dileğiyle sevgilim. Seni öpmeye geliyorum…… sanrım sende hayalsin.

kamp

Bulgaristanda bir sabah uyanıyorum. Yagmurlu ve sissli bir yolda ilerliyorum. Binalar görüyorum uzun ve saçma –bir özelliği olmayan. Bir yerleşim alanına gidiyorum. Uzaklarda bir yere. Çalışmaya gidiyorum. Toplama kampına.

üüşümüyorum

Üşümuyorum. Yeni uyandım. Yaklaşık bir saattir ayaktayım. Gece ne yaptıgıma baktım. Bazı şeyleri sadece sarhoşken yaptıgım için neler yapabilceğimi düşündüm. 1şey dışında herşey güzeldi- kendimi suçlamıyorum. Istediğim için yaptım. Şarkıda soylenen o acı söz. You can SCREAM and you can shout sözleri beynimde- damarlarımda. Ve beni gititkçe yataga uzandırıyor. Sanırım küsüm.. are you such dreamer sözleriyle başlayan acı bir şarkı.
2+2=5 etmiyor daha fazla ediyor.. gülümse benim için. gülümse sevdiklerin için. benim için gülmüş olcakmısın. gülümse benim için..
küçük bir ara seninle beim aramda. hey sana komik bişe soyleyimm, aldırma skulagına fısıldananalra. belki sen değilsin bu. aldırmamak olmaz. diilmii. belkii gitmek gerekir. soylenenerin etkisiyle ben. ben bilsem hey çok mubasit olur seni sevdiğimi soylesem. çok mu anlamsız olur hala seni sevdiği soylesem. soylemeden duramam ki ben - dursam dunnya durmaz ki. bir zamanalar dunyayı durdurmaya çalışmıştım. sen hemen yanımda tam uzaklaşmadan durdurmayı- şimdi durdurmaya çalışmıyorum bile. konuşmuyorum bile. kimi s evdiğimi soylesemmi kulaklarına. ve soylerken öpsem mi seni. sen se sen sen sen sen. üç harfli ama ben bu üç harfe tutulmuş bir halde tutunuyorum
dön başa- al ileriye biraz geri biraz ileri. herşey dolmuş ilerlemiyorum. neden bu modelelr-yaşanmışlardan bir model yaratıp davranışlarını taklit edebilirim. seni yaşatabilrim. kendimi yaşatabilirim. sevme beni- yada sev sonsuza kadar. sonsuzlugum ol.. aşkım ol. herşeyim mol. herşeyimle ol. herşeim yok oldugunda sen ol. sen oll olll

sen

herşey yeni herşey farklı-sana bagırsaam beni itersşn . senden kaçsam banakoşarsın. nasıl oluyor. kendimden biliyorum. seni silmey e çalışıyorum bileklerimden akan kaanımdan- yanan bedenşmden. bi iz var. her sabah uyanıyorum ve vucudumda çizikler. nasıl oldugunu bilmiyorum dılarda değilim. evdeyim. odamın kapısı kilitli. nasıl oluyor. sensiz ne yacagımı bilmiyorum. uzun zamn oldu. çok uzun zaman . çok çok uzun zaman. ne yaptımı sorsan bana. cevaap veremem. bir defter almıştım. defterime sen yazıyordun tamamlamı istiyordun nasıl tamamlarım. bend eyazdım belki tamamlarsam biter herşey diye. belki kalmaaz geriye birey. belki ben kalırım diye düşündüm. yanılmışım. yanılgımsın. yanılmamsın. yanımdasındın yan görüşümsün. sen yanımdasın. gülüyorum bu düşüncelere. inanmak isterdim olanlara. nasıl yapmalı. hiç tanışmamış gibi yapmalı. sanki seni görmemil gibi yapmalı- sanki sen yoksun sun gibi davranmalı. ama yapamam ki. sen varsın. iyiki varsın...

düş

herşeye karşı - bir uçurumun kenarında otuyorum. karşımda sen . atalmalımıyım bilmiyorum. seni gördüm rüyamda. seni gördümdüm rüyalarımda. ya sen nerdesin. bir fotoğraf var karşımda. rıhtıma bkıyorsun. renkli mi renkli fotoğraf. sana mı yazıyorum yoksa kendimemi bilmiyorum. bir barda olmamı istiyordun. bir barda oturup sana bunları yazmamı istiyordun.. işte evde yazıyorum bunları sana. pencerin öünde. uçurumum sensin. anlıyormusun yada anlamıyormusun....

beter

Durum beter. Beter demek istemiştim pardon.. demek istedğimi aanladıgını düşünüyorum. Bir barda oturuyorum. Yanımda sen. Sen gelsen . yanımda diilsin. Ilk karşılaştığımız yerde seni bekliyorum. Kaçıncı gün bu bilmiyorum.

banyo

Heyo – hayata kustum. Hayat bana kustu. Kim kime kusebiliyorsa küssun o zaman. Planım banyodan 1 hafta çıkmamak. Uyumak için bir küvet yok. Duş var kabini bile yok..
Biraz soguk olacak ama sıcak suyun altında uyumuyı denicem.

zamansal yolculuk

Zamansal bir yolculuk yapıyorum. Sürekli geleceğimde yaşıyorum. Biraz geri gelmenin zamanı geldi diiilmii hatta biraza daha geçmişe doğru dönelim. Bir yatak düşün- uzanan bir çocuk- ve bir kız. Kız bağdaş kurmuş yatagın köşesinde oturuyor. Kız çocuga kitap okuyor- ikiside uzanmış yataktalar. Çocugun gözleri kapalı. Bazen kitaptan ayrı şeyler düşünüyor. Gidiyor geliyor. Bazen kelimelere takılıyor. Mutlu. istediği oç onu değl onunla ilgili herşeyi istiyor. Istediği şey onunla oluyor. Kimsenin birşey yapmasına gerek yok. Doğal davranmaak yeterli ve doğal davranıyorlar. Gülüyorlar.

koşu

güzel bir günün ardından. odamı toplamanın vermiş oldugu kızgınlıgın gidişiyle koltugumda kahvenin vermiş o sıcak ve tatlı ve istediğim tadı yakalamanın çoşkusuyla dans ediyorum. sakinim. aklıma takılan bir şey var- aklımda- sennin aklında- uzak davranmaya çalışman sadece beni gülümsetiyor. seni izliyorum. koşuyorsun. bir bahçedesin. yeşilliğin ortasında- çimenlerin üzerinde koşuyorsun. ağaçların arkasındasın. yanımdan geçiyorsun. yanımdasın ve arkamda ve koşuyorsun.. v eyine bana dönüyorsun. gülümsüyorum sana ve ben yürüyorum. etrafımd aokadar çok insan varki. küçük bir kız çocugu gibi davranıyorsun. beni istemiyorsun. bana karşı dirençin artıyor ve bunu hissediyorum. yanıma gelmemek için çıldırıyorsun. hareketlerin ve davranışların değişiyor- doğana aykırı davranman arakadşalrınıda şaşırtıyor, arabadan iniyorum sen hala arabadasın. sana bakıyorum. bir sigara yakıyorum. giden benim. ilerde bir yere yaslanıyorum. bir konuşma duyuyorum arkadaşlarınla aranda geçen. neden boyle davrnıyorsun diye sorular karşısında fallamanı izliyorum. ben karışıyorum konuşmaya; aslınd ben biliyorum ama diyorum. bana bakıp şaşırıyorsun. gülümsüyorum sana. istedğin boyle bir şey. kaçıp yorulup kolarımda uyumak istiyorsun. aynı şeyi düşünüyorum. acab seni kaçırıp bağlamalımıyım, beni sevdiğini bağırana kadar sana soyletmelimiyim. bebeğim biliyorum. sanda anlatmaya çalıştıgım şey bu. ya akan bu zamanlar. ne zaman seni daha çok görmek istediğimde kaçacagını bilmek ve tam tersini yapmak. öpüldünn üstelik kocaman...

♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥

sanırım aşık oldum. karakoldan çıkıyorum 4 saat göz altı ve sarhoşum. ve mutluyum ve bir hastenden çıkıyorum. kaçıncı gelişim hastaneye bilmiyorum yada kaçıncı gidişi sevdiklerimin bilmiyorum. kimi sevdiysem gidiyor. kimi sevdiysem dokunuyor bana. bugun mutlu oldugum an. arkdaşlarını dışarda bekliyor ama kim bekliyor. mutuyum. ve beni sevdikleirni biliyorum... seni seviyorum. sizi seviyorum. sarılmalar yaşıyoruz karakoldan çıkıyorum. seviyorum. senni. mutluyum. mutluugum sebebi szisisniz. teşekkür ediyorum.. sanırım aşık oldum. seni seviyorum. sevdiğim uzakta ve bana gülümsüyor. sen varsın sen sadece sen. eve geliyorum ve seni görüyorum. uzakta oldugunu düşünüyorum. bu acıyı kabulleniyorum. ama sen karrşıma çıkıyorsun. bu acı daha fazla .. giderken telepati kuracagını söylüyorsun. haber vereceğini ve önüne çıkmayı planlarken sen karşımda beliriyorsun. hayat o kadar güzelkii.. seni seviyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm

Sevgili Mahir

sana bunları çok uzun zamandan yazıyorum, umarim iyisindir. çok uzun zaman oldu görüşmeyeli, iyi olmanın nedemek olduğunu bilmediğin için- neyi kastettiğimi bildiğini düşünüyorum. mutlu olman herşeyden önce geldiği bildiğim gibi kocaman mutluluklar diliyorum, burda herşey yolunda, zamanın nasıl geçtiğini farkında değilim. birşeyler buluyorum kendimi meşgul edecek, bazı şeyler duyuyorum hakkında, söylentiler buraya kadar geldi. umarim doğru değildir yada bu yaşananları farklı algılıyosundur. Farklı algıladığını bildiğim için ilk duyduğumda önemsemedim. ama sen olaylara biraz vakit geçtikten sonra taktığın için , takmadan sana yazmak istedim. Hayatında güveneceğin birisini hep aradığını biliyorum, güvendiğin birisinide bulduğunuda duydum. Fakat neden bu kadar onu önemsemediğini anlamadım. seninde farketmiş olacağın gibi herşeyi bırakıyorsun bir anda mahsunlaşıyorsun, dokunsan ağlıcak bir modda kendini buluyorsun. sevgili mahir son kez istanbula geldiğimde söylediğin cümle hala aklımda, bir kere kalbime dokundu ve artık birbirimiziniz. bunu çok düşündüm; neden bu kadar geniş düşünürken, bu kadar herşeye takılman. sevgili dostum sen tanıdığım en iyi insanlardan birisin- iyilik dolusun. Neden açıkca konuşamıyorsun yada neden kaçıyorsun. hayır demeden cümlememi bitirmeme izin ver; yaşadıklarını düşünüyorsun- geçmişi, ağzına sıçılmasını yada önemsiz oluşunu. herzaman bu kadar iyiyken haketmediğin şeyleri yaşadığın için hep istenmeyen birisi oluyorsun yada olduğunu düşünüyorsun, onun dışında herkes yanında olmak isterken, sen sevdiğin kadından uzak duruyorsun;isterse gelir isterse konuşuru neden kendine ve yaşadıklarına atıfta bululunarak geçiriyorsun, hiçmi birşey istemiyorsun, çabalarının boşa gitmesi seni üzdüğü gibi neden çabalamıyorsun. sevdiğini söylüyorsun ama onun yanında değilsin, bıraktın sanırım herşeyi -istediğini.
sanırım çok sıktım seni, duymak istemdeğin şeyleri söyleyerek, peki hep başkaları isterse mi sen orda olacaksın, başkaları isterse mi yanında olacaksın. kendine bu soruyu sordurmadan cümlelerim son bulmayacak. pratik bir adamsın-pragmatik- sanırım burda dursam iyi olacak. sakince duruyorum ve yüzündeki ifadeyi görüyor oluyorum. bak yine mahsunlaştın herşeyi bırakarak. birazda kendimden bahsedim. geçenlerde bir kızla tanıştım - daha öncede otobüste karşılaşmıştık, güldük. üstelik bir arakdaşım gülmenin en önemli şey olduğunu söylemişti, tesadüf odur ki bugün gülmeyle ilgili bir konuşma dersi dinledim ve güldüm. görüşmeye başladık o kızla, onu istedim. ne istediğimi sana anlatmalıyım. onunla akşam 9'da evden birlikte çıkmak istiyorum, süslenmiş yada önemli değil; çantası elinde hazır olduğunu söylediği anı duymak ve evden çıkmak istiyorum. birlikte çıktık evden, yemek yedik eve dönmesi gerekiyordu ve çıktığımızda sevgilisi bekliyordu, ne ben ne de o, onun dönmesini istemedik. uyumak istiyordum onunla, karşılaştığımız andan itibaren hiç ayrılmamıştık fakat o döndü yanaklarıma bir öpücük kondurarak ve bende evime döndüm. mutluydum yada huzurluydum arasında çok pek fark olmadığını ikimizde biiliyoruz ama senin sorunun lütfen bağışla beni; huzurluyken hiçbirşey yapmaman, kendini bir salda, kollarını suya açmış,güneşin altında uzandığını düşünüyorsun. neden o sandalı yakmayı düşünmüyorsun, göreceksin o sandalı yanarken gördüğünde daha huzur bulacaksın - ilk ipucunu veriyorum sana. şimdi gitmem gerekiyor mahir, bir arkadaşımla yemek yiyeceğim ve seni konuşacağız, keşke buralara gelsen ve bundan sonra hep birikte olsak. seni seven biricik dostundan öpücükler.

Durup Düşünmeden

Bugün P.tesi eve dönüyorum. eve dönmek yada başka bir yere gitmek için heycan duymuyorum. Mutlu değilim sakin bir şekilde otobüsün koltuğunda oturuyorum. hemen çaprazımda kitap okuyan bir kızı izliyorum. beni seviyor, bakışlarından anlayabiliyorum. içimdeki tek mutluluk şuan bu. Olacakların, güzel şeylerin gerçekleşmesi için beklemekten başka bir yolum yok; bende bekliyorum. Aslında donukluğum yada heycanlanmam yada Aslını deyimiyle enerjimi - bu güzel enerjimi - bir kanala akıtmamdan kaynaklanıyor; rahatımdır çok uzun zaman zamandır, istediğim ve tasarladığım şeyi yaptım. Bu yüzden sakin olmam.

sistemsensin

Durum hakkında değerlendirmem:

Yıl 2009
Ay - kasım: kasımda aşk başkadır.
Gün Pazar-

Kitabı bitirdim. Şimdi bir boşlukta düşüyorum. Elime bir silah almam gerekiyor bu boşlukta. En dibe düşerken göz yaşlarımın silahıma damlamasını istemiyorum. Ne kadar silahlanırsam o kadar çabuk dibe düşeceğim. Ama dibi hava uçurmaya niyetliyim. Büyük bir patlama. Belki dip yoktur bu ağırlıkla dahada dipte – bıraktıgım bombaları havaya uçurucağım. Sistemi başarızlığa uğratabilen tek şey terörizmdir. Terröristlerin de sistemle uyuştugu - ortak suç işlediği nokta - durumları tepkisizleştirmesidir. Yeni, bir system bunu yapabilir. Ama içinde bulunduğum system bunu yapamayacak hale gelecek. Şimdi yavaşça düşüyorum. Yavaşça bombaları bırakıyorum. Bıraktıgım şeyler geçekler değil tama tersine yaratılmış olan hiper gerçekler üzerinden sistemin sonunu hazırlayan bombalar.

bayrak yarışı

ne oldugu hakkınd en ufak fikrim yok. meraklı gözlerle olanları izliyorum. uzun zamandır gerilmiş olmanın gevşemesini yaşıyorum.. önümde yeni hedefelere ve koşuşturmaca başlıyor... - bayrak koşusunda bayragı elinde olup olmadığından emin olmadan koşmaya başlıyan koşucu gibi.

ara

bir ara

Otostopçunun Galaksi Rehberi

Deneme – hahahhaa- deniyorum bak – çok eğlenceli..
Şuan bir metal şarkısı çalışıyor- ağır aksak ilerliyor ama heavy değil nedense.

Dam dam- odamdayım. Yanımda bir kedi ve soba açık- ikimiz varız. Ve oda tatlı bende-Cama vuran yağmur damlaları da sanki bir kabindeymişim gibi bir izlenim uyandırıyor.
Bir astarnotum gibi. Yada halk dilinde space man.. sonunda yanlız kalmayı başardım. Kapımı kilitledim. Ohh ne kadar rahatım. Oh ne kadar keyifli - ne kadar çok arayan ve ne kadar çok insan var bana gelmek isteyen. Çok komik – gülüyorum yada gülümsüyorum bu duruma- bir telefon çağrısı –bir konuşma:
mahir deyim. Sende gelsene diyen bir ses. Oysa tek başıma yatakta uzanıyorum ve müzik bile açık değil. Sıcak ışıgın verdiği sıcaklıkla ısınıyorum. Soba bile açık değil. Yataktayım. Ve düşünüyorum. Kitabımın son sayfalarını. Bitirmeye niyetli değilim ama heycanlıyım. Belki baştan okuyacağım. Belki arasıra sayfalarını gözden gezdireceğim. Ama kimseye vermeye niyetim yok. Otospoçunun galaksi rehberi- bölüm 6 yı vermekten pişmanım. Daha ne kadar çok kitap vereceğim. Bir cümle kitaptan; başka bir kitaptan. Adam elini beynine uzatıyor ve parmak uçlarına birşey gelmiyor yada kazıyor beynini bir kırıntı vermek için ama kalmamış. Başka bir kitaptan; hiç kitap okuduğu görülememiş ama okumuş gibi bütün kitapları kendi yazıyor.

Ahhh sonunda. Aahh oldu. Ve rahatladı. Ahh. O h h sesleri arasında bacak bacak üstüne uzanmış.Durum beter- hahah- better diyebiliriz.. karşık diil basit betterin beteri.
Öpüldün…. Sana tüm bu yazım.. beni merak ettiğin için teşekkürler...

Bilinç altım.

Sana yazıyorum bunları- gün ışığına çıkman dileğiyle..

Üsütmd e yaralar var.

Beni kaplamış. Sanmıyorum bu kadar derin bir şeyi hisetememe. Ama kimse zalim diildir uyuyan birisini çizmeye. Parmağım- k ol u m ellerim ve her iki elim.

Iki renk var- yda iki kalem koluma yazılan… nedirr…..

Gon. .. yazan ve bir imza var. burası çok komik. Neden imza vaar.. yada ne zaman atmış.. sanırım bilmem gerekir…

Ikisi farklı renkler oldugu için aynnı kişi olmadıgını düşünüyorum. Küçük ve anlamsız bir not. Telefon nurası once yazılmış-

Ya ellerimmm ve vücudumu kapyan bu yaralar…. .

Ne olduu bana… şuna sadece gülümsüyorum…

Gülümsememin analatılmaz bir bütünlüğü. . .. . .

Durup Düşünmeden -- -

Drink alcohol so much . .. . .

Yazın terasta oturmak - - dumuma bakıncaa- fena olmadığını anlıyorum..

Sadece bir çocuk gibi davranıyorum.

Bazenn… ama sıkıldım.. kendimle ilgili şeyleri abartıyorum yazını okuyorum. Bir yerlerden…

Abartıyorum.. keyfiliydi aslıandaaa… keyif sürüyorum… Aslında hayatı dolduruyoruz. Bir bira slagonu..

Hatırlarsam neyle dolduruduğumu - - - -- herşey daha güzel olacak. Ama dolu olduğunu biliiiiyorum.

Bu müzikle yolculuk yapmakkk. .. yaparken. O kolktukta oturmak- sanırım 3 gün orda otouracagım…

Insana güvenmek istiyor… neden boyle bir şartlanma var. insanı öldürmek istiyorum. Aynı şey mi acaba. Ölüdürürüsem. Kendimi güvende hissedeceğim…

Nasıl olacak bilinmezz…

Durup düşünmeden. Sadece kendimi böyle hissetmekte komik. Diğer insanlar ne yapıyor…


Koimk diilmii—herkesi straight (katı- duygusuz- duygusal değişimlerden yoksun) yapmanın ne anlamı var.
Bügun bir arkdaşım bangledeşe giditor… Ona öpücüklerrrr-- - - - - - - - ---

bazen düşünüyorum oan an ve an ve an ve ben..

Keddimi bir zamanlar hüküm - hükümlü – hükümdar gibi yaşamış gibi hissediyorum………..

Şimdid- hapisahane kaçkını - - - bir kaçık-

Bir kaçık - - -

Kaçmayla iligli planlarını tamamlamış bir insan. Birden kendini bahçede oturuyorken bulur. Hava güneşlidir. Güneş onu ısıtır. O ise yere kıvranmış bir halde yere uzanaır.

Uzanmak
Iistsediği için uzanır.
Ne yapmak gerketiği hakkkında bir genelleme ozamanlar yaayınlanmamaıştır.

Sakince masasında otoururuururuurrr..

Ne olacaktır. Ne bitecektir. Ne yapmak gerekir… bir bilgisi yoktur bunları yazarken.

küçük bir gelecek anısı yaşadım. Tabi ki gerçekleş-diil ama ama leş bir anı….Leş kargalarının bir anısı..

Sakince kalkar. Birden müzik ve ses içinine girer. Veya yerzüne. Güneş dalgalarıııı….


Isıtır içinii….

0507

Arjantinde bir otobuste gidiyorum
Uyandıgımda kendimi bir otobuste buluyorum…


Ağlıyorum. Kolumda bir telefon nurası buluyorum. . ıssız bir çöl…

ilerlemek

Ilerlemek. Nasıl bir durum- uyandım.

Üstümde bir hırka- dün gece kendiminkini kaybettim…

Ne kadar karışıkkk bir durum..

Ne oluyorr bu yaşamdaa- sıkılmış mı buluyyorsun kendini…


Tak etti canımaa… atalsam geçermiii . . . .. atalmalımıyımm


Hayır…

Ozaman koşmaya devam edelim…




Bir iki üç ve son. Bamm.. koşuyorum… kdsscodsodsouıdcojcsodds
Kdsöhjshıdsuhd
Dsjsldkpds
Djslşkdcjdcjğdcjdodchdjcshpadsıchpaıdfuzvofuıdvouvfoufvouıvfovfıfuıufdsadfıgvfıougvrıvuep9898ljkhv24pıopeıowhpıoewrhp3hy498vugouıgvıudsıdsıudsjasjilşacoopcckjcşkljewıopfe89yf896464797834tr ş: çiş ljklkdjkchjh futWDRstrdfAGHSXLJKADSHFKLŞSRJİKLASRİGOKPEGKÜOPRÜlşkilşkisrgkiakglşkjghdkjgkldjflşgjkşdlkgjşlkjgşlkj şlkjkgl r jgyurteytrtruewrtewuıryweıotyeopıoeqüğüğlviş,dvmlishkgfgqhjdfqhrvczuaslguıdaşgfdısşjsghıgujoıujgkadalşskrşlektrlklkrtrıyuıryuwoıewuyoeıjkfşlaksfşlkcşklsfödm.jcklşdkbjdsbjhdcbkl




birqa

soguk

evde
buzdolabı
kapak açık

üşüyorum..

galata tower

Burada durup düşünüyorum- düşünmeyi de bıraktım. Kulenin dibinde akşam yemeğimi yedim. Şimdi içkimi yudumluyorum. Gidecek bir yerim yok. Evimin anahtarı yok. Evim yok. Gidebileceğim bir yer biliyorsanız bana söyleyin. . ben henüz bulamadım. Aslında bir yere gitmeye de niyetim yok. Sadece karşımda duran güzelliği izlemek istiyorum. O düz ve uzun saçlarını. Ne kadar değiştiğini hayal bile edemiyorum. Şuandan geçmişine bakınca. Geçen günde karşımda duruyordu. İzlediğimi biliyordu. Yada ben yanlışlıkla karşına oturmuştum. Ona baktığımı oda biliyor. Saçlarının dökülmüş, yandan masaya uzanıyor. Onu izliyorum. Güzelliğine bakıyorum. Bende oluşturduğu çağrışımlarına bakıyorum. Çiçek kız diyorum ona. Saçlarında bir papatya eksik. Belki ben takmalıyım, o zaman daha keyifli izleyeceğim. Her şey yerine oturmuş olacak. Beni aramış geçenlerde. Ne garip. Ben uzun uykularımdayken. Belki rüyamda onu görürken. Alsında sanmıyorum. Ben o ince elbiseli kızı düşünüyorum. Dün ondan bahsettim arkadaşıma. Aramızda geçenleri anlattım. Yaptıklarının ne kadar komik olduğunu düşündürdü bana. Daha önce o olayları yaşayan ben anlatırken çok daha farklıydı. Ne kadarda acı çekmişim . şimdi gülüyorum yaşadıklarıma. Bir konuşma geçsin artık aramızda-


O:Benimle dost olmaya mı çalışıyorsun? Biliyorsun eski sevgililerden dost olmaz
Ben: Ben seninle dost olamaya çalışmıyorum
İçimdeki ses: ne zaman eski sevgili olduk ya da ayrıldık.


Bu replikler dudaklarımda arkadaşıma anlatıyorum. Onu teselli etmeye çalışırken. O İse ağlıyor. Göz yaşarlına dayanamıyorum. Bu dünyada en çok güvendiği kişinin ben olduğunu söylediği zaman. Mutlu olması için örnekler veriyorum. Biraz güldürmek için geçmişteki ağlamaklı halimi anlatıyorum. O gülümsüyor. Göz yaşlarını siliyor. Ben mutlu olurken. Yada Yürürken. İçki almaya giderken.


Eve geliyorum sevgilimi yatağımda bulmayı bekliyorum. En son orda bırakmıştım. Heyecanla merdivenleri çıkıyorum kapıyı kapatmadan odama dalıyorum ve yatağı boş görüyorum ve uyurken bıraktığım notu. Bir papatya var notta. Senin için yazıyor. Üzülüyorum. Papatyayı almadan gitmiş yada saçına takmadan. Ben yatağa giriyorum. Soyunuyorum. Çıplağım biraz önce burada yatan kızı düşünüyorum. Belki kokusunu hissederim diye yatağa sarılıyorum. Bir not görüyorum bilgisayarımda. Bu kardeşim. şuan onunla aynı duyguları yaşıyoruz. Yada yaşadığımı düşünüyorum. Ona merhaba diyorum. Beni aramak istediğini ama aramadığını yazıyor. Biraz üzülüyorum. onu anlamayacağımdan korktuğunu söylüyor. O zaman farklı duygular içinde olduğumuzu anlıyorum. Bir ipten bahsediyor. Onu çekmekten. Ve acı duyduğundan. Ona haklı olduğunu söylüyorum. Söyleyecek hiçbir şeyim yok. Öğrenecek, kendi yollarından geçerek. Ona el salıyorum. Birden çok uzaklardan dünyanın öbür undan bir kız bana telefonda olduğunu ve arkadaşının kavga ettiğini söylüyor. Dünyanın en büyük alış veriş merkezin olduğu yerden ve özel hissettiğini sırf bu yüzden. Onunla oyun oynamak istiyorum. Yine başaramıyoruz. Küçüklüğümde oynadığım ve rekorlara girdiğim oyunda kıçımı tekmeliyeceğini söylüyor ve gülüyoruz. Tekrar görüşmek üzere ayrılıyoruz. Ve ben uykuya dalıyorum.

Sabah bir kapı sesiyle uyanıyorum. Ev arkadaşım işten gelmiş. Gülümsüyorum. İçki yüzünden bişey içemiyorum yada yiyemiyorum. Bana kahve yapıyor. Ve şuan üzerimde bir mont var- her zaman istediğim. Farklı duygular içerisindeyim. Belki ilkokul çocuğu gibi hissediyorum kendimi. Ailesi fakir ve abisinin- yada komşunun okula gitmek için giydiği montmuş gibi iş yerinde böyle dolaşıyorum. Bu duygu bende sakinliğe neden oluyor. Başaracağım. Başarmak istiyorum. Sözlük falımda çıkanın terinse. Falda bir yangın olduğunu söylüyor. öyle bir sayfa seçiyorum ki. Bütün olumsuzlukları içinde barındırıyor ve arkadaşım bu bütün olumsuzlukları yorumlayarak bana sayıyor. Ve ben bu sakinlik içinde anlattıklarını düşünüyorum ve kendime başaracağımı söyluyorum. Koridorda ilerliyorum. Kendimle konuşuyorum. İnsanların konuşmalarımı duyması umrumda değil. Yürüyorum. Montumun cebine ellerimi sokuyorum. Her şey cebimde. İşleri tamamlıyorum. Ne kadarda işim varmış. Özellikle özel olanlar-kişisel. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ne istiyorsam onu yapmaya karar veriyorum. Mutlu oluyorum. Bir kız odadan ayrılıyor. Ağladığını görüyorum. Ve her şeyi bırakıp peşinden koşuyorum. Onu durduruyorum. Rahatlamasını söylüyorum. O anlatıyor ve ben dinliyorum. Gülümsemesi için durumu anlatıyorum. Şuanda yapacağı bir şey yok – aslında öyle- ona yalan söylemiyorum. Beklemesini ve sakin olmasını söylüyorum. Ve sakinleşiyor. Ve koşarak masama gidiyorum - gün sonu ve çıkış zamanı. Çıkış zamanı bir arkadaşım yanıma geliyor ve dönen dolapları anlatıyor. Gülümsüyorum bunun içinde yer almayacağımı söylüyorum. Teşekkür ediyorum.


İ am happy dreamer.

İ am happy dreamer

İ am happy dreamer

İ am happy dreamer
İ am living in love can change the world.


Şuanda kolyeyi takıyorum. Papatyaya hediye ettiğim sevgilime. Ona vermek istiyorum tüm hediyeleri bana beklemediğim bir doğum günü hediyesi veriyor. Onu dinliyoruz dayanamıyor. Doğu günümde vermediği yada beni aramadığı için daha da çıldırıyor. O yanımda uyuyor. Bir battaniye hayalini gerçekleştiriyorum. Ve onu kandırıyorum. Batteniye ye sarsılmasını söylüyorum.


Çok eskiden bir sevgilimi kandırdığım gibi. An şu an. Ayrılıyoruz. Ona çiçek götürüyorum. Her şey mahvolmuş bir halde nasıl toparlayacağımı bilmeden. Tüm planım onu sevdiğimi söylemek. Kabul etmiyor. Onu sevdiğimi. Ağlıyoruz. Ağlamaklı bir halde – hayatımda dolaşıyorum. Ona bakıyorum. Yada ağlayarak kaçıncı çıkışım olacak. Bunu hayatımın sonunda göreceğiz.

Kapıda sarılıyoruz. İkimizde ağlıyoruz. Ve ben ağlıyorum. Dayanılacak bir şey değil. Dayanmak umrumda değil. Kayıyor yaşamım elimden avuçlarımdan o kayıyor. Her adımda- her yer değiştirmede acı çekiyoruz. Beni istemeyen o olmasına rağmen oda ağlıyor. Ona su getirmesini soyluyorum. Kapıda bekliyorum . o mutfağa gidiyor. ve ben koşarak merdivenlerden aşağı iniyorum. O kapıdayken sesini duyuyorum. Mahir dediğini ve bende o sırada kapının kapanışını duyuyorum. Ve aynı şekilde onu kandırıyorum. Ona dokunacağımı söylüyorum batteniyenin altından. O ise masumca battaniyeye gerek olmadığını söylüyor ona dokunmam için. Mutlu oluyorum. Ama örtmedikçe dokunmayacağımı söylüyorum. Ve doğum günü hediyemizi dinlerken mutlu bir şekilde yanımda oturuyorum. O uyuyor. İçimde inanılmaz bir huzur. Ve bir şey yapmaya ihtiyaç duymuyorum.


Huzur her tarafımı sarmış durumda. Onunlayım. Ve istediğim bu. Kaçıncı gidişim yada terk edişim onu. O bilmiyor ama ben sayıyorum. Onu seviyorum. Sevdiğimi onu sarılmamdan anlıyorum 3 haftadır onunla görüşmüyoruz. Ona sarılıyorum. İlk karşılaşmamızı. Ve bırakmıyoruz birbirimizi. Biraz başa dönersek genelde şu komik düşünce beynimin bir yerinde belirir. Ne zaman bitecek bu sarılma. Kim bitirecek. Genelde bunu düşünür ve karşı tarafın bitirmesini beklerim sarılmayı ama bu sefer bu olmuyor. sarılıyorum. Sarılıyorum. Kokusunu hissediyorum ve tenini… bırakmaya niyetim yok. Onun ise hiç yok. Bir zamanlama sorunu çekmiyorum ve ayrılıyoruz. Onu öpüyorum. Oda beni. Burnum ona değiyor. Oda burnunu bana değdiriyor. Ben ona sarılırken. Onu ne kadar özlediğimi ve sevdiğimi anlıyorum. Bir bebek gibi kollarımda ve kendini bana teslim etmiş. Ve bende ona teslim oluyorum.


Kokusunu düşünüyorum. Kokusunu seviyorum tıpkı bebek gibi. Burnunu da aynı şekilde.

ahh*1

. .. sonunda oldu . . teşekkür ederim. ..

tanımsız

Olduğum yerde çakıldım. Bir ileri bir geri, bir mutlu bir acıklı- halime bir acıyorum bir mutlu oluyorum. Zamanında bir çocuk tanıyordum adı halim olan. Konun onla ilgisi yok. O devamlı gülerdi. Sanrım bu savunma mekanizmam. Çok mutlu olurken - çok heyecanlanırken birden kendimi durdurmak. Hüzünlü bir hal almak. O zaman bu heyecanı bastırabiliyorum. O zaman bu heyecanın beni yıkmasını engellemiş oluyorum. Çok çok eskiden gelen yada kalan bir alışkanlık. Çok çok uzun zamandır böyle hissetmemiştim. Bir şarkıyla mutlu oluyorum. Bir şarkıyla umut doluyorum. Bir şiirle dalıyorum düşüncelere- sonsuzluk içinde seni uyutacağım diyen mısralarına. Uyumayı beklerken –onu beklerken geçirdiğimiz zamanlara. Şimdi karşımda duruyor.
Umarım karşımda duruyordur. Güneş gözlerimi kamaştırıyor. Bir güneş gibi içime giriyor.

Son zamanlarda aldığım cevapları düşününce. Ağlamak geliyor içimden, gülen cevaplara- bir sıcaklık hissediyorum bu cevaplarda bazıları uzun bazıları daha da uzun –kısa cevaplara..

Üzülmüyormuyormuyum. Olanlara- birileri beni dövmemek istediğini söylerken- birileri de ona yardım edeceğini açıklarken. Üzülmüyor muyum. Acaba ne olur diye düşünmeden kendimi alamıyorum. Karşılık vermezsem daha ne kadar vurabileceklerini düşünüyorum. Güçsüzlük mü? yıllar öncesinde buna benzer bir durum yaşıyorum. Çocuk beni döveceğini söylüyor- ona istediği kadar vurabileceğini ve karşılık vermeyeceğimi söylüyorum kalbimin acısından daha fazla olmayacağını söylüyorum. Bir yumruk ne kadar acıtabilir ki- ağzımın dağılması yada kanaması neyi ifade ederken . sadece bedenime bir ifade olarak kayıtlara geçmesini istiyorum- ya ben ya ben ne olacağım. Yere yıkılırken ben yıkılmış olmayacağım. Yada karnıma bir tekme yerken. olanları ve onları dışardan izliyor olacağım.

Sanırım şarkımı dinleyip uyumanın zamanı geldi. Gecemi mutlu yapıyor. Bir şeylere takılıyorum. Bir şeylere takılı halde yatağımda dönüyorum. Işık- senin ışığın yok şimdi. Gözlerimi kapıyorum yastığı kafama geçiriyorum. yastıkların sayısı 4e çıktı- belki beş. Artık yastıkların altında kaybolarak uyumaya başlıcam. Bir denize dalmak gibi. Ve sessizlik.

rüya

devam ediyorum yoluma, bir mola vermeyi düşünürken - daha hızlı gitmeye başlıyorum.

heycan ve stres bir arada- zamanım tükeniyor. hiç bişi yapmayacak kadar heycanlıyım.


sakin görünüyorum oysa -o kadar sakin ki ruhani bir halim olduğu düşünülebilinir.kafam çok karışık. çok üstelik. telefonda mutlu bir ses duyuyorum. sanırım rüyamdan gelen bir ses. aynı şeyleri ben yaşıyorum...

dead and lovely

Uyuyamıyorum.

Bir şarkı aklıma takılıyor.

Sözler aklıma takılıyor.
And now she's dead
Forever dead
And she's so dead and lovely now


İ can’t sleep tonight,

One song - in my mind whose last words is;


And now she's dead
Forever dead
And she's so dead and lovely now


So i can sleep lovely and alone

günaydın (ince)

Günaydın, bugüne nasıl başladığımı anlatmak istiyorum- aklımdan geçen binlerce kelime oyunlarının etrafında. gökdelendeki kızla yerde karşılaştık- en son beyoğlu tünel taraflarında geziniyorduk- tepeden bakıyorum. Çatının en üstünden- gökdelen evimiz ve çok kalabalık, dolaşıyoruz, sanki bir başkasıylaymış gibi. Ama benimle- hiçbir zaman emin olamadım,

Bir partideyiz,

Onun yanındayım. Bir adaya gidiyoruz güneşli -

Ve ince elbiseleriyle mutlu- kumsaldayız- yan adaya geçiyoruz. Ben geçiyorum o orda beni bekliyor- kıyıda- bir zıpkın elimde- nasıl kullanacağımı deniyorum. Zıpkını atıp beni peşinden sürüklemesini bekliyorum. Tetiğe dokunduğumda ip o kadar uzağa fırlıyor ki- aklımda ya geri dönerse düşünceleri kayboluyor. Gittikçe gidiyor. O kadar uzağa gidiyor ki – peşinden takılmak yerine ipin bitmesini bekliyorum . ama bitmiyor. Sonunda dibe çakılmış orda duruyor..

Bende suya girip – not suyun üstünden atıyorum zıpkını. Sıcak ve güneşli- yapraklarla dolu bir deniz kıyısında- ona bakıyorum. Buradan –öpücükler-

Tekrar görüşmek üzere- not: beyoğlunun tüm arka sokaklarını biliyorsun. Artık tanıyorum bu yeri- rüyalarımda daha farklılar ama sende biliyorsun. Sanırım rüyalarımda olduğun için.

Göreceğiz.

Bildiğini bilmek güzel..

Tekrar öpüldün…

İyi günler..

You waNT ME

Hey günlerden Salı- ve ben odamda oturuyorum. Her şey karışıkmış gibi görünse de. Aslında her şey çok basit ilerliyor.

Örneğin- markete girmek için bir şorta bir gözlüğe ve bir parmak arası terliğe ihtiyacınız var- hepsi bu. … her tekele girdiğinizde kendinizi Napoli”de hissettiğiniz olmuş mudur. Ben her defasında kendimi İtalyadaymış gibi hissediyorum. Sebepleri incelemek istediğimde. Market arka sokakta – apartmanımın köşesinden sola dönmem gerekiyor. Karşılıklı 2 kafe ve ilerde sağda ardı sıra iki kafe daha var- bu kadar kısacık yolda. kafeler sağda ve kafelerin bitişinde market köşede duruyor. O kadar kısa yolda o kadar insanla konuşmama şaşırıyorum. Gülümsemeler- öpücükler-sarılmalar- takip etmeler –hepsini yaşıyorum. Pek de türk yok genelde yabancı ve Türkçe 3.sırada geliyor konuşmalarda - bu bir sebep olabilir. Devam ediyorum. Markette konuşmalar aynı- marketteki çocuğu tanıyorum- ara sıra beni evime girip çıkıyor- yakın zamanda evde sorun çıkardığı için kendisiyle konuştuğumu hatırlıyorum. Bi süre uğramasan iyi olur. Birbirimizi anlıyoruz ki geçen gün o bendeyken ve ben dışardeyken bende bir evi dağıtıyordum. - ona anladığımı söylüyorum. Ve görüşürüz diyip ayrılıyoruz. markette karşımda - biraz öncede o dar sokakta karşılaşmıştık- istediğimi söyleyebilirim- ne haber diyorum tekrar- rahatlık- her şeyi isteyebilirim.. günün şanslı çocuğu benim. Gülümseyerek ayrılıyorum. Erken içemeye başladığımı soyluyor- gülüyoruz- kahvaltıdan sonra vakit kaybetmek istemediğimi söyleyip yan bakkala kahvaltılık şeyler almaya gidiyorum. Biliyorum istediğim ekmek yok.günlerdir kaçıncı gidişim ama bir türlü bulaadıgım ekmeyi bulmaya gidiyorum. Fiyatlardan haberim yok 2 ekmek istiyorum ve bu sefer ne kadar olduğunu soruyorum. Şaşırıyorum. Ben daha fazla bekliyordum. Bırakıp parayı iki ekmek alıp çıkıyorum. Güneş gözlüğü üzerimde – takıyorum. Anahtarım elimde o dar sokağa giriyorum.. dans ederek ,lerliyorum. Apartmana girişte soldan jimy hendrix çalıyor- ismini bir türlü hatırlayamadığım adamın ismini hatırlamaktan keyif alıyorum.ses sonuna kadar açık. Merdivenlerden yukarı çıkıyorum. Anahtarım olmasına rağmen kapıyı tekmeliyorum. Açın içerde olduğunuzu biliyorum. Ayak seslerini duyuyorum ve birden kapı açılıyor. Vakit kaybetmenin anlamı olmadığını düşünüp kahvaltıyla extra kahvaltı yapıyorum…

uyanış

Günaydın… sanırım uyandığım dünyada kimse yok. Evde dolaştım kimseyi bulamadım. Dışarı bakıyorum ve yine kimse yok bir yanlış anlaşılma mı var ? Rüyamda çok kalabalıktı dünya. Bir binanın en üst katında beni bekleyen bir kızla buluşuyordum. Yolları kaybedip, kayboluyorduk. Yeniydik şehirde. En sonunda gökdelenin en üst katında her şeyi tamamlamış olarak dönüyordum. Ve kapıda karşı karşıya geliyoruz. Mutluluk. Üzerinde bir elbise var. İnce- her zaman ince olmuştu. Burnum burnuna değiyor. Ve içeri giriyorum ve ben uyanıyorum. Yatağımda gözlerimi açıyorum. Ve yağmurun inceden yağdığını görüyorum. Hep istediğim şey ve beni mutlu eden şey yağmurla birlikte uyanmak. Pencereyi açıyorum yatağımdan çıkmadan . ve battaniyenin altında gözlerimi kapatıyorum. Uyanmaya niyetim yok. Yatakta çıplak olduğumu fark ediyorum. Hafif üşüyorum. Gözlerim kapalı- çalan müziği ve yağmuru duyuyorum.Çok güzel. Çalan müziği biliyorum ama hatırlamıyorum. Son zamanlarda isimleri pek hatırlamıyorum. Hatta şarkıları- geçici bir bilinç kaybı yaşıyorum. Sadece vücudum ve ben varım. Şarkıyı hatırlıyorum............. Kendi kendime söz verdiğim şeyleri yapmamak konusunda bu aralar yapar bir halde kendimi buluyorum...... . . . . .......................................
......... . . .. . . .. . .. . . .. . .. Yatağımda uyumaya devam ediyorum. Müzik beni gevşetiyor. Rüyalarım beni hafifletiyor. Düşlerim beni umutlu ve mutlu yapıyor. Yağmur ruhumu temizliyor. Yeni bir dünyaya adımım atıyorum.. sabah mesajlar alıyorum- dün geceden başlayan mesajlar- sanırım tarihte bir yanlışlık var. İyi ki doğduğum söyleniyor. Ve özlendiğim yazıyor. Her yerde bir telefon ve hepsinde aynı mesajlar. Gülüyorum kahvemi doldururken. Kimse yok. Herkes mesajını bırakmış ve gitmiş. Ve çoktan gitmişler, bir iz yok. İçimde bir acı yok - yalnız kalmanın, kimseyle konuşmamanın ve evden çıkmamanın mutluluğunu yaşıyorum.

drunk



Durup düşünmeden yoluma devam ediyorum- bir bakmışım sarhoşum- ve koşuyorum şapkamda ışıklı bir pervane- içki almaya gidiyorum.- ne kadar içebilirim bilmiyorum. Bana yetişmeleri için köşede bekliyorum. geliyorlar - sokak çocukları ve arkadaşlarım. sokak çocukları yarışmayı kazanıyor ve şapkamdan pervaneyi onlara uzatıyorum. Küçük bir tartışma yaşıyoruz. kaç yaşında olduklarını soruyorum. 10- 15 arası . gülüyorum ama çok sinirliler. Arkadaşlarım yetişiyor ve araya giriyorlar. Çok ciddiler. Yaşlarına göre çok fazla - - hiç oyun oynamıyor musunuz diye soruyorum .aldığım cevap beni şaşırtıyor- iş yaptıklarını söylüyorlar. Gidiyoruz hep beraber- onlar arkada. Homurdanıyorlar. Gideceğimiz yere daha var. Önceden giden arkadaşlarım yolumdan caydırmaya çalışıyor- kimse yok neden gidiyoruz diye soruyor. Herkesin bu yürüyüşteki amacı farklı ama hep birlikte yürüyoruz. Bi kaçı ben yürüyüş için katıldım diyor. Bi kaç kişi ilerleyeceğini söylüyor. Bir kaçı da benle gelmeyi kabul ediyor.

Bir kız koluma girmiş, ilerliyoruz. Diğer kolunda başka bir çocuk. İçmeliyim. Yada elimde içki tutuyorum yada arıyorum yoksa eğer. içmeden duramıyorum. Sarhoşum. Gülümsüyorum yanımdakilere - bir ara karışıyoruz. Ve yolda dönelim diyenlerin sayısı artıyor. Köşeye geldiğimizde sadece iki kişi kalıyoruz. Arkadaşım yanımda ve amacıma bir adım daha atıyoruz. Onlar köşede bekliyor – bende dönüp uzaktan el sallıyorum. Bazıları devam ediyor bazıları dönüyor. Ve içeri giriyorum. Bir pist var. ve boş ve barda boş. Aynı zamanda loş. Ve piste çıkıyorum..

onu görmek istemek.

onsuz durumlar konusunda...


ne kadar farklı geldi- yada tanıdık. şaşırdım. oda oyle - karşılaşamızı anlatmicam.

gülümsüyorum. sevindim.

not: beyaz çiçek hakkında bir şey bilmiyormuş-güldüm.

sevgilim.

şuan burdayım ama sen yoksun acaba hiç oldun mu diye şüphe içerisindeyim.


korkularım var- sanırım beni istemiyosun yada tanışmadığımız için benimle konuşmuyorsun.

Günaydın. Saat 1553.

Uykuya dalıyorum.
Yeni kalkmadım ama yeni uyanıyorum yada düşsel bir yolda ilerliyorum. Küçük küçük ilerliyorum.

Sakin bir gün beni bekliyor. Altan alta kendime bir yol haritası çiziyorum ve önüme bazı amaçlar ekliyorum. Belirli tarihlerdeki belirli başarılar yolumda ilerlememi sağlayacak..

İsteklerimin olmasıyla, amaçlarımın olmasını hepsini tesadüfi olarak birleşmesini bekledim. Yanılmışım. Yansılamalar içerisinde süzülmüşüm. Havadayım. Bir endişe taşımıyorum yada taşımaya başladım bu sabah – uyanınca. bir rüyayı aynı gece kaç defa görebilir insan.

En son sıkıldım aynı rüyayı görmekten ve yatağımdan çıktım. Biraz ufladım ve biraz pufladım. Rüyamı anlatim. Bir çadırım var – bir uyku tulumum. Onu almam gerekiyor- sanki yarın tatile çıkacakmışım gibi ve ihtiyacım o kadar fazla ki – çadır olmasa hiçbir yere gidemicekmişim gibi geliyor tatile gitmemekte cabası- ama şimdi o çadırı almaya cesaretim yok. Geçmişimdeki şeylere dokunmaya niyetim yok. Sanki dokunursam ben kırılacakmışım gibi geliyor- dağılıyor- bir heyecan değil bir acının sızıntılarının vücuduna boşalması gibi. Yada sert bir vazoyum ve dağılacakmışım gibi geliyor. O zaman kendime gülmeye başlıcam. Parçalandığım zaman.

Aynı rüyayı görmekten sıkıldım. Bekliyorum uyanınca o çadır alacağım. Son kararım. Kapsında bir zil bulunuyor- kalemle çizdiğim. O zile basmak için sabırsızlanıyorum. Umarım içinden kimse çıkmaz , düşüp bayılırım sonra.

Bakın yazara ne kadar korku dolu saatler geçiriyor. biraz daha abartalım -yada açıklayalım - dışardan birisi yani siz yanında olduğunuzda hiçbir şeyin farkında olmuyorsunuz çünkü ortada gözle görülür bir şey yok. her şey iyi güzel ve güneşli bir günde ısınıyorsunuz. Dün yağmurda denize girmekten üşümüz vücudunuz yayılıyor tıpkı onun gibi. Ama o korkuyor – ödü patlıyor- biraz heyecanlı sanırım ilk defa başına böyle bir şey geliyor- ağlayacak hemen hayallere dalıyor- hep o anı düşünüyor. Her şeyi başardığı ve yolun başlangıcında buranın sonunda olduğu o kopma anını – ayrılma daha doğru bir kelime olur - el sallıyor ve gidiyor. O gidiyor ama içerdeki mahir diz çökmüş yerde ağlıyor. O zaman giden kim yada kim ortada kalan . yada yatağından çıkmayan kim? Hep aynı şey oluyor o ayrılıştan sonrası bulutlara karışıyor – yansımalar içerisinde süzülüyor .

beyaz

Kendime engel olamıyorum- evinin önünden geçmekten kendimi alıkoyamıyorum.Kimseye engel olmak istemiyorum neden kendime engel olayım - kalp atışlarımı da engel olamadığım gibi- ne kadar heyecanlandığımı bir bilsen. bir görsem seni. o kadar çok şey var ki sana anlatmak istediğim - aslında ne konuşacağımı bilmiyorum. elimde bir çiçek seninle karşılaşmayı bekliyorum. yürüyorum caddede - cihangire giden en kısa yol evinin önünden geçmesi de planlarıma uyuyor- kendimi haklı çıkartıyorum. İskeleden sana doğru yürüyorum.

bu duyguyu yaşamalıyım. seninle evinin yanında oturduğumuz yerlere bakıyorum. yada yürüdüğümüz. pencerenden içeri bakmamak için çabalıyorum. içerde görsem seni - bayılmaktan korkuyorum- aslında uykuluyum - uyudum vapurda – uyurken de seni düşündüm- planımı daha vapur hareket ettiği sırada uyumadan biraz önce düşündüm. ve sarı çiçeği daha koparırken de adada seni düşündüm. sırtı üstü koltuğa uzandım ve ölüymüşüm gibi çiçeği göğsüme koyup ellerimi birleştirdim. ve güneş gözlüklerimi taktım. uyurken kendime gülüyordum.göğsümden çiçeği almanı bekledim. uyandığımda her şey kendiliğinden oldu – vapurdan indikten sonra - beyaz bir çiçekle karşılaştım yolda - beyazın anlamını düşündüm. ve buldum. barıştı ve planlarıma uyuyordu. ve yanımdaydı – balkonundaydı.

Deneme 1 iki –

Ağır aksak ilerliyorum. Dur durak bilmiyorum – ilerleme kaçınılmaz ve yavaşlatılamaz- sadece kesintiler var.

Duvara

Karşı duruyorum - - -- - -- -- - -- - - -- -- -- - - -- - -- - -- -- - -- --- - -- - - -- - - - - -- -


Birden boşalan yolların ortasındayım - bir yolun ortasındayım- bir bağlanma isteğinin artığı yada bağlanmaya bağımlı oldun bir anda bağlantıların kopması ne kadar şaşırtıcı diiil mi- hop bam küt…



Kenarda bekliyorum – bir arabanın beni almasını bekliyorum. İnat ettim. Bir adım bile ilerlemiyorum. çünkü adımımı hangi yöne atacağımı bilmiyorum.


Ne insanlar kayboluyor mu - yok mu etrafta kimseler- oyle teğet mi geçiyorlar sana –bana –


Toz ve toprak ve rüzgarın savurduğu bir çölün ortasında bir kasırganın gelişini izliyorum. Sanırım beklediğim oldu –yada geldiii
yeni uyandım. uyanırken nasıl hiseetiğim hakkında en ufak bir fikrim yok. şuandada yok. acaba yanlış bir dünyaya ya mı uyandım. herkes aynı ama bi garip - neden bu dünyayay geldiğim hakkında en ufak bir fikrim yok.

sigara ve ve kahve bana keyif veriyor- nelerden keyif alagımı bilmem şaşşırtıcı.


bir sesle başlıyor herşey - bir dalgayla devam ediyor- sanırım dalgaların üstündeyim. uyagımı uzatmıi ben, sürüklemesini takip ediyorum.


uyumak bir çözüm olsaydı -uyurdum. ama şuan uyanık bir durumdayım. tam anlamıyla uyanmmış değil -herşeye - zaman içerisinde ne yapacagım ortaya çıkkıyor.


neden olmasın diyorum- herşey bu kadar ayagaını sunulmuşkenç biraz utangaçlık var yaşamımda ve bende - yoksa boyle olmazdı- ansıl olurdu diye kendime sormaya bile zahmet etmiyorum.
saat 7.38 ve ben eve geldim. bi çokpartiden çıktım. şuan evdeyim. uyumak niyetinde değilim.
sigara içiyorum. burcuyu gördüm. bu gece. çok uzaktan hatta konuştuk. neden yakın olmadıgımızı anlamadım. ben uzak davrandım. beni merak ettiğini söyledi.


ben burda oturmuş onu düşünüyorum. hava aydınlanmış. bir parkta salıncakta sallaDINLnmSINI İnırken hVnın AYDINLANLAMSINI ,zliyorum.
hava aydınlandı. ve ben bcumbamda oturuyorujm.

wawww fantastik.,,

Orda duruyorum.

Öylece bekliyorum. Sanki ben bekleyen değilmişim gibi. Ne olacağını tahmin edebiliyorum. Tahminlerim ayakta tutuyor beni.

Hey hey

Ne yapmaktasın- bir hair müzikaliyle yoluna devam ediyorsun - bütün güneş ışınların içine girdiği ve saydam olduğun birandasın.

Dün gece yıldızları izleyerek uyudun. Yanında o - tüm gece hiç bir şey umurunda değildi. Ara sıra seni bekleyen komşuların aramasından başka insanların umrunda değildin. İnsanların umurunda olmakda istemiyordun. Onun umurunda olman yeterliydi. Sana dokunması tek istediğin- ne saçlarını mı seviyor ve onları okşuyor…kendini ona teslim mi ediyorsun. Kısa süreliğine mi?
Sonra uzaklaşıyorsun. Sonra ona
Ulaşmak için çabalıyorsun. Bu coolluk nerden geliyor – basit- çünkü seviliyorsun. – çünkü seviyorsun…


Ne kadar çok konuştun. Anlatın. Dinledin. Ne konuştun mu – güldün mü –eğlendin mi??

Ne başka birimisin?? Ne daha mı rahatsın… daha mı özgürsün.

Gülümse benim için.


Öpüldün

being or nothingness

Zamanın birinde bir prenses yaşarmış, mutlu ve sevimliymiş.

Bir gün bir prense rastlamış.


Bugün 2 agust Pazar. Sakin ve güzel bi gün. Yatağında uyandım. Gece nasıl uyuduğumu bilmiyorum. Yanımda olduğunu hatırlıyorum bir ara. Sarılmak istiyorum ama pek dokunamıyorum. Sıcak her taraf- bir baskı uyguladığımı düşünüyorum. Buda en son isteğim sana karşı – bu nedenle yanında uzanmaya devam ediyorum. Bazen sen uzatıyorsun bacaklarını üstüme. Gülümsüyorum. Tenin tenime değdiği yerde bir sıcaklık ve akıntı oluşuyor. Bir ter akıyor. Daha sonra sende çekiyorsun bacaklarını. Ama küçük bir birliktelik ve mutluluk yaşıyoruz.


Sabah yanımda yokken uyanıyorum. Gittiğini düşünüyorum belki daha büyük bir yatağa yada salona geçtiğini hayal ediyorum. Yatağın sert bu arada. Ama yorgunum ve rahatsız etmiyor.- hala yatağının üzerinde oturuyorum – yanımda sen yoksun ve gözlerim açık odana bakıyorum. Gece karanlıkta gördüğüm posterleri şimdi daha net görebiliyorum. Odaya giriyorsun uyanık mısın diye soruyorsun. Evet diyorum.


Salonda olduğunu ve kitap okuduğunu söylüyorsun. Şaşırıyorum. Dün geceki konuşmaları hatırlıyorum. Bunaltıyı okuyorsun. Varoluşçuluğun temellerini atıyorsun yanımda.

(Var olmaya çalışıyorsun benimle))


Ve ben uyumaya devam ediyorum.

hey aramızda kalsın,

neden yapıyosun bunu kendine. bir tür savunma mı- herşey güzelken yaptıgın bir yanlış- neden kendinden ödün vererek gününü mahvediyosun. ve ertesi gün neden sıkılıyorsun- aramızda kalsın.

savunma mekanizmasıysa iyi - en azından ne oldugunu biliyoruz, yok gerçekten mutsuzsan- birdaha olmaz- ozaman kendine kızmayıda bırakırsın.

- şimdi iyimisin mahir.
- evet daha iyiyim,


- yine aramızda kalsın neden insanlar güzel birşey söylediğinde seni etkilemiyor -yada yanından geçiyor, hım hamm.

- ama üzülüyorum. bir analamı yok k i - içimdeki kzıgınlıgı birşey kullnarak geçirsem mi düşünüyorum.

- ne düşünüyosun, pardon,

- uyuşturucuya ne dersin.

- peki gereklimi?
- bazen işe yarıyor. bunuda kabul etmen gerekli artık. eğer kabul etmezsen başka bir boyutta oldugunu düşüncem.
- peki kabul ediyorum, güldürdün beni. kabul ediyorum.
- ozaman birliket alalımm,
- hımm, gülümsüyorum bak.
- ne alalım dersin, aferin mi- en azından temzileniriz ve yeniden başalazrız.
- aslında devam etmey ne dersin. bence dah iyi fikir.
- yes tuttummm devam edelim. yesss corc.
- anlıyosun beni -hemd eçok - ama sadece ikimzi mi olacaz, onla çok daha güzel oluyor
- çağıralımmı dersin-

-yes. ama ama heycanlandım şimdi. am daha yeni buluştuk.
- onun mu aramasını bekliyorsun.
- evett - arar mı dersin
- ararda- sen arasan dah iyi değilmi
-tamam arıcam. hatta burdan öpücük yolluyorum ona. dur senide öpim. oh beee. iyiki varsın mahir.

uzak

içimde ağlamayla karışık bir hüzünü dağıtan bir mutluluk var- ne olursa olsun- iyi hissettiren bir mutluluk- bir sevgi -sıcaklık- garip bir duygu- ikizini bulmuşsun duygusu- aradıgını bulmuşşsun- aradıgın şeyi bulmuşsun- artık rahatladın - rahat ve huzur seni şaundaki duygularından uzaklaştırıyor.gülümsüyorum. şuan uyusam mışıl mışıl uyuruum. ama uyumucam. daha yapcaklarım var ama düşünebilirim onu. yatakta uzun uzadıya. herşey ne kadarda farklı. bu kadar uzak olupda bukadar yakın olacagınız bilemezdin sanırım, yada bukadar özlediğini. önce hakaretler ardından sarılma ve öpücükler. çok garip bir duygu. sevildiğini hissetmek.
sevmek demiyorum, sevilmek- seni seven birisini sevmekden de bahsetmiyorum, sevilmekten bahsediyorum. bir çok insan seviyor beni - bir çok kız. ama hiç sevildiğimi düşünmemiştim yada hissetmemiştim, geçtiğimiz hafta içeriinde beni sevenlerin sayısını bile sayamıyorum. ve düz bir cevapla karşılık veriyorum. bende seni seviyorum. ve gülüyoruz. sonra devamı; cidden çok seviyorum, benim cevabım; teşekkürler, bende seni çok seviyorum, bir yerlerde yazıyordu, sana iltifat edildiğinde kabul et ve teşekkür et, bunları hissederek soylediklerini düşünmediğim için bir iltifatmış gibi teşekkür ediyorum .ama o bunları bana soylemedi. seni gördüğüme sevindim dedi. bende dedim. onu görmek gerçekten çok keyifliydi- hala yanımda sanki- pek yatagıma yattıgını soyleyemem. ama yanımda uyması çok güzel. hemen uykuya dalmak- özelikle sabahları kalmak yada kalkamamak.
bir çok şeyi kırıyorum birlikte...
| | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | ye beni | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | | |

an

neden morilim bozukki

herşey bukadar iyi gitmiyorken, herşey bu kadar karışık ve belirsizken, herşey bu kadar dağınıkken ve ben boşluktayken. dün bir arkadaşıma yazdım. bir fotoğraf hakkında ne gördüğümü sordu. neden bu fotoğrafı koydugumu soyledi. bir boşlukta- ama hafiflemiş bir durumda oldugunu soyledim. aslında birşey tutmasına gerek yok bıraksada o şemsiyeyi havada kalacak. ters dönmüş.

belki fotoğrafı görünce daha rahat anlayacaksınız. herşey insanın içine bu kadar oturabilir mi- nereye baksam- yada gizlice baksam-gizli gizli araşatırmalar içirisinde takip etmek veya bir şekilde karşına çıkmasın.

bir odada saklanmak ve telefonlara bakmamak- hatta kapıyı kilitlemek. tüm herşeyi odana taşımak ve odadan çıkmıcagın bir halde yatagında uyumak nasıl bir duygu diye soracak olursanız ertesi gün sabah işde bunları yazarken sadece boğazımda düğümelenen yumrugu anlatabilirim. şaunda ağlıyorum. umrumda değil diğer insanalar- başımı önümde duruyor. sarılmak istiyorum.saedece sarılmak. küçük küçük yaptıgım herşey -her ayrıntı gözüme taklıyor. müziğins esi sonuna kadar açık. çevreyle iletişimi minumumama indirdim. herşey geçti diyorum. tekrar karşılaşsam şapkamla selamlıyıp geçeceğimi soylüyorum. hatta gülümseyip geçeceğimi söylüyorum. ama bir an - oan neyse artık- keskin bir kılıç tüm bedenimi ikiye ayırıyor. sanırım kanıyorum şuan. ve her an......

poğaca

-abi bana bi pogaca verme -

bazı zamanalar- bazen bir köşeden sabahları pogaca alırım. ama pogacanın sıcak olmasına dikkat ederim. aksi takdirde yiyemiyorum. ama bugun zamanım vardı otobuse binmek için- son dakikaların adamı oldugum söyleniyo otobuste ki doğru. son saniye- mutlaka otobusun hareket etmesi gerekiyo binmem için. kendimi nasıl şartlıyorum yataktan kalkarken anlamıyorum kendime karşı oynadıgım bu oyunlarda ayrıca şaşırtıyor beni.

bugun poğaça aldım ve sıcaktı.hatta paketi elimde zor tutuyordum. biraz ileride büfeden de vişne suyu alırım ki aldım. ki herşey çok iyi gidiyordu.ama ama poğacadan o aradıgım tadı bulamadım- herşey aynıydı. hatta sıcaklığın verdiği bir haz oluştu içimde - ama tad-tuz yoktu. diğerine yedim. fakat yine tad yoktu.

sanırım artık 2 aydan fazladır heycanla yemeyi beklediğim o keşedeki poğacaları artık yemicem.

küçük minik kırmızı gri haplar.


baslayalım mı - küçük küçük haplarla..

bir doktor odasında bağımlı reçete yazdırmak için rol yapar.

gayet sakin bir şekilde içeri girer. zamanlamanın önemi olduğunun farkındadır. hemen haplarını istemeyecektir. doktor yatagı gösterir. ve oturur. üşüttüğünü ve başının ağrıdığını söyler. kutuda belirtilen özelikleri ağır ağır sayar.doktor ağzını açmasını söyler ve boğazına bakar. alnına dokunur. ateşi oldugunu söyler. bağımlı şaşırır. ateşi oldugunu bilmiyordur. istediğine gayet uygundur doktorun teşhisi. masaya otururlar. doktor ilaçları yazmaya başlar. hala bağımlı beklemketedir. sprey istermisin der. kabul eder. hap olarak ne yazdıgını sorar. doktor xz der. o sırada zamanın geldiğini anlar. ve bu olmaz mı der. doktor yuzune bakar. hasta oldugu için ağırca oda kafasını kaldırır. yazdıgı hapın daha etkili oldugunu soyler doktor ve birden neden olmasın der. madem onu seviyosun der. bağımlının içind bir mutluluk oluşur. ama henüz bitmemiştir. iki türlü ilaç vardır. eğer diğerini yazarsa herşey mahvolacaktır. bekler. doktor tekrar başını kaldırır. bir türünün adını söyler- emin olamaz, istediğinin adını bilmemektedir. - doktor yoksa normalmi istersin diye sorar sanırım normaldir. normal der. doktor yazmaya devam eder.hala bitmemiştir. bir endişeyle birlikte iki kutu yazabilirmisiniz diye sorar. doktor yine başını kaldırır. bağımlı sakindir. artık bir kutusu olduguna göre neden iki kutusu olmasın diye düşünür. doktor izin verilmediğini söyler. bitirdikten sonra tekrar yazabilirim der. ve bağımlı mutlu bir şekilde odadan çıkıp bahçeye çıkar. kaç gündür istediği ve beklediği şey olmuştur. önce masasaına gider. ilaçının gelemesini bekler. koridorda ofis boyla karşılaşır. masasına ilaçalarını bıraktıgını söyler. ve koşarak mmasasına gider paketini yırtarak açar. ve istediği haplar elindedir.

evine mutlu bir şekilde girer.

kutuya bakar sabah akşam bir adet alınız yazısını okur. ve 15 gün sonra doktorla tekrar görüşecektir. gülümser... hepisini bir seferde alır.

yastık

bugün bir şey fartettim aynı yastık kılıfımdan iki tane varmış ve iki yastıkla uyuyorum ben. nasıl olduysa hiç yan yana gelmemiş bu yastık kılıfları ama şimdi yanyana yatagımda beni bekliyorlar. bugun biraz daha bekleyecekler. ve ben o yataga bebek gibi gireceğim. mışıl mışıl uyucam. birisini bacaklarımın arasına alırken birisine yarım sarılacagım.

duygular

biraz önce sokaklarda dolaştım, ara sokaklara girdim. çatılara çıktım. Ayağımı uzattım. içtim. tekrar dolaştım. eve geldim. evden çıktım ama bu içinden çıkılmaz duygulardan bir türlü çıkamadım. sanırım kendimi bayıltmam gerekiyor. kafamda dönen bu düşünceleri kafamı uçurarak yok edebilirim aksi takdirde ne yaparsam yapim tamamıyla her tarafta karşıma çıkıyor.

uyuyorum. uyanıyorum. uyuyamıyorum. gece kalkıyorum gündüz uyuyorum. ne zaman uyuduğumu yada rüya gördüğümün farkında değilim. ama seni görünce karşımda bunun bir rüya yada hayal olduğunu anlıyorum. çok uzaktasın benden- ferhatla şirin gibi mi- yıllar sonra karşılaşsak tekrar birlikte olabilir miyiz, olamaz mıyız. ben başka bir dünyada sen başka bir gezende mi olursun. yada karşılaşırsak aramızdaki bu buzul eriri mi- yada biz eritebilir miyiz.
yaptığımız kolaycılık mı- yada bu katılık sana da fazla gelmiyor mu- ne kadar katı olabilirisin. ne kadar önceki söylediklerinin içi boş olabilir. bu kadar ne olabilir her şeyi tersine çeviren. kırıntılar mı yok. kırıntılarla doymayacağım. içimde uzağımda yanımda- sen varsın. yeniden bir ben çıkarmadan kurtulamayacak mıyım. kendimi yakmam mı gerekiyor. bu acılar- acı diil farklı bişi-- acıdan daha da yüzeysel- vücudunu saran bir şey. bir nebula olgusu. bu toz içerisinde birşey görmemek- tesadüf çarpışmaların etkisiyle farklı yönlere savrulmak- uyandığında hala bu bulutun içerinde bulmak kendini. küçükken bulutların üzerinde uyumayı hayal etmiştim. ve bir paraşütçünün dalışıyla tüm hayallerim yırtılmıştı. ama şimdi büyüdüm halde bu bulutun içerinden çıkamıyorum. toz bulutu- parıltı- bir tepkime ve reaksiyonlar içerisinde bir oluşumun içinde kendimi yeniden oluşturmaya çalışırken kendime soruyorum yeni bir ben yaratacak mıyım diye. yeni ve yine bir mahir olacak mı yaşamımda. ya sen?

komikolan şeyler IIII

bir iş görüşmesi. ik sorar - şuan çalıştıgın şirketten ayrıldugunu söylesen tepkileri ne olurdu.

yanıt - üzülürler.,

daha işsel bir anlatım olmamalıydı acaba :)




ayaklarımın ucu okadar uzun kikendimi kovboy gibi hissediyorum.

bugun otobuste ayaktaylen ayaklarım yüzünde dönemedim. sağa sola takıldılar. hala gülerim hala gülerim.



türk çağdaş yaşam çok programlı lisesi. ne lise ama..

Sıra Sende

şimdi sıra sende- atlama zamanı - çok yukarlarda birimiymiş- artık yere çakılma zamanı geldi- bir hikaye var papazın birisi çatı kaTına çıkar. 9. kattan atlar. her katta şunu söyler buraya kadar herşey iyiydi - buraya kadar her şey iyiydi.


sıra sende - kanlarını görmek istiyorum ve seni de görmek istiyorum.

yaşamımda bu acımasızlık nasıl tedirgin ediyor bilemezsin. .. ben nerde yanlış yaptım. tanrıya diill sözlerim -- hiç kimseye -- bu kadar cezanladındırmak - soylenenin gibi bir melelonkolinin içinde mi boguluyosun. yada çılgın bir anın mı - seni anlatacak kadar yorgun değilim. yüzlerce kitap yazablirim ve içirisinde sen olamdan, parçaları birleştirince sen olan ama aslında sen olmayan bir kitap.
kızgınlıgım. durdurulması yok.

uykuu

deneme 1 -2 3

ayaklarımı uzatmış
kaçıncı sigaram bilmiyorum- ne kadar çok sigara içtiğimi kültablasına bakıca fark ettim.


uyumayan bir adam.

uykulu ortalıkta dolaşıyor- yatağı boş görünüyor- herşey bıraktığı gibi- uzun zamandır o yatakta uyumadı ve yatağını bozmadı.

uykulu - ortalıkta dolaşıyor- genelde odasına bişe almak için giriyor ve alıp çıkıyor.

yatağına bakıyor. yatağı dağınık o günden sonra hiç yatağınd ayatamadı yada toplamadı- nasıl bırakılmışsa oyle duruyor yatak ve oda.

zamanla gittkçe dağıldığını görüyor.
yediği herşey ortalıkta- çöp ağzına kadar dolu- artık tenüzül etmiyor- bişleri toplamaya- kirlendikçe başka bir yere oturuyor.

ama odasına girmiyor.

için içini yiyor acaba kokusunu duyarsa o yatakta - ne olcağındna korkuyor- dayanamyacağından korkuyor- o kadar çok istiyor ki - uyumak o yatakta. şuanda ateşi çıkmış -hasta ve halsis tek koltuğunda otuyor.

boyle kendini uyuşturmasının iyi olduğunu düşünüyor.

yaptıklaırnı düşünüyor- olayları büyüttüğünü biliyor- biraz rahatlaması gerekiyor.

uyumuyacak- bayılması gerkiyor uyuması için.

uççç

balkonda otuyorum- kulaklarımda tori amos- sanki bir kuguyu andırıyor. yanında bjork- işte şimdi güzel bi ikili oldular.

bir kargaşaya bakıyorum. bir kargaşanaın yanında huzur buluyorum.

yazmak istiyorum. ne olacagını bilemden yazmak- geçmiş dğeil derdim ya gelecek hiç değil. midemde kahvenin sesini duyuyorum. şimdi bir kahve zamanı derken. acı duyumsadıgım şey- sanırım kahveden değil bua cı- acı acııı-

acıtmayana kadar derine mi saplamalıyım yada bayılana kadara. başımı döndürüyoru. bu acıı- lanet olsun herşey güzelken herşey iyiyiken herşeyy herşeyy uçmaya hazırlanırken. ayakalrının yerden kesildiğini düşünün. artık hafifsiniz. hiç bişe sizi bu durumdan alı koyamaz. deprem olsa yada sel olsa- yada evin yıkılsa- yadane bilim.

sanki saydamsın ve bu felaketler içinde geçebilir- i şte o an- ona bağlı bir yaşam- bağımsız bir yaşam onunla

bir yaşam. :)) gülümseyen gözlerle bir yaşam - ayakların yerden kesiliyor.r
artık kanatlarını çırpabaliyosun. küçük kanataların cesaret buluyor. yükseliyorsun. dengede duramayıp takla

atıyosun ama havadasın sonuçta- ayakların değmiyor- birden boom . ne oldu- farkında diiilsin-uzaktasın - yoksun - o yok. o farklı - tanıyormuydun onu. tanışmış mıydınız. yada sen yaşamışmıydın boyle bişee- gerçekliğini yitiriyor.

sadece uzaktan bir ses duyuyorsun- o mu acaba- o kim - kim oo... birden yerde buluyorsun kendini - yerde. .


uzaktan sesi dinliyosun- aramaman gerektiğini söyleyen sözleri duyuyorsun- yazıları okuyorsun. yazılanalara bakıyorsun. kısaca herşeye baka kalıyorsun. dünya hızlıca etrafında dönüyor- yada sen daha dönmeden o iki tur daha atıyor yada atmış ve bir şey olmuş ve kaçırmışssın-- koşmaya başlıyorsun dünyanın terine doğru -zaman mı

derdin- geri gelmiyor- o yok- o var- oysa orda orda. ama seni tanımıyor. şaşırıyorsun- yanlışlıkla başka yazılar okuyorsun- geçenlerden kalma yazılar.yine şaşırıyorsun. şaşkınlık etrafını sarıyor- ne yapcagını bilmiyorsun . ne olacak* zamanı durduramıyorsun. herşey i durdurmak istiyorsun. ...

ucurtma

tarifi imkansız yaşamalar içerisindeyim - herşeyin sınırın kaybolması ve bi rahtalamanın ortasındayım.

iy mi oldu kötü oldu biliznemez- bir bilenmizlğinde ortasındayım.



belki bir uçurumun kenarındayım. belki ipi kopmuş uçartmasını takip eden bir çocugum. nereye düşeceğini bilemden gökyüzünü izleyen ve zaman zaman koşan - zaman zaman duran bir çocugum.

daha öncede olmuştu - koşmuş ve bulmuştum o uçurtmayı - ve saklamıştım. küçük denemeler yapmış - ve havalanamsını beklemiştim.. Havalanmıştı.


işte şimdi şaunda o uçurtma benim. kopmuş ve gökyüzünde havalanan bir uçurtma - düşemek istediğim yere bakıyorum. bir bağlantım kalmadı yeryzüyle- beni tutanda bir şey yok. zamanım var düşmek için. zamanım var çakılmak için. bir rahatlamanın ortasındayım.

ohhhhh

rahatlama

- nasıl içimde yayılıyor- okadar rahattki daha fazla rahatlarsam ericekmiim gibi geliyor- bir lastik gibi

- yayılıyorum. pek konuşmuyorum. ara sıra ohh sesleri çıkarıyorum. sakin görünüyorum olabalicek en sakin görüntü içerisinde oturuyorum.

birazdan dışarı çıkacağım.
aramak ve görüşmek için ve
dans etmek için.

Hata

Bugün,

yaptıklarımı ve yapacakalrımı düşündüğümde - hatanın üstiüne hata bindirmek - taş üsütne taş koymaktan başka bişe yapmadım.- kararım hiç bişe yapmamak- orda - ortada durmak- kendimle de ilgili bir şey yapmamak- biraz askıya almak- her yanlışı düzeltmek için atılan bir adım başka bir yanlışa götürmesinden daha yanlış ne olablir.

bugun kaçıncı gün konuşmamızdan* henüz bilmiyorum. ne oldugu konusunda tam fikir sahibi değilim. beni seven birisi vardı diye hatırlıyorum- bana dokunan -dokunmakta olan bir sevgili hatırlıyorum- yatagıma yattıgımda bir kediyi kollarında tumuş pembeler içerisinde dolabımda duran- ve ışığın ona doğrultmuş haliyle bir meleği andıran ve geceleri rüyalarımda beni yanlız bırakmayan bir sevgili vardı.

hayal değildi sadece rüyalarıma değil - yatağıma da geldiği oluyordu.
bir hatayla son bulan bir sevgili. belki birikmesinden bazı şeylerin bir nokta.


kendimi düsünüyorum istenmeyen beni- neden istenmesi gerektiğine karar veremiyorum.

neden mahiri ister ki bir insan diye düşünüyorum. düşünüp düşünüp bulamıyorum. bende bu boş adamı tanıyana kadar geçen süreye veriyorum bu geçen 3 ayı-

3 ay sonra yeni tanıyabildi. yazar burda gülümser. tanıyana aşk olsun der.

tanıdığı için mi aşık olmaz insan yada tanıyınca mı aşık olur. sanırım bende aşk ters işliyor.

şuanki durumuna bakacaak olursak- hali komik mahirin- hayatında iyileştirme için en ufuk bir adım atamıyor- yada evinde- yada dünyasında- kimseyle görüşmmemek de cabası.


bir iki arkadaşı var- görüştüğü birisinin evine gider- biriside onun evine gelir- bu ortamda kimse mutlu değildir- herkesin sorunu gibi- mahir sorunuyla onların sorunu bir yumak olur.

bu yumağı yakararak* kendini küllerden yeniden yaratama arzusuyla mahir devamlı saldırır. taki dün yatagına yatıp bu saldırıların şiddetinin sarsıntı boyunda artmasıyla - kalbi hızlanır- artık iki tarafıda kontrol edememektedir-

izlemenin ve bişe yapmamanın daha iyi olacağına karar veririr. ve rahatlar. yatağında o fotoğrafı görüp üzülür ve gülümser.

???

acı

-yada acıklı bir hayatım olmadı- benimde çektiğim yoksunluklar vardı. Ama acıklı bir hikayem olmadı- çektiğim en büyük acılar. aşk acılarıydı. Bu dünyada daha fazla acıtan başka bir şey olMadı. Üzüldüğüm çok şey olmuştur. Bazen insanlar için üzüldüm bazen dünya için- orta okulda yatgımda Ruslar için ağladım günlerce- gece yorganı üstüme çekip sessizce ağlıyordum. Bir rus kıza aşık olmuştum. ağlamam aşk acısı değildi.

Anlatmak isterim paylaşmak bi yerlere yazmak yada kazımak.
Giresuna gitmiştik babamla- babamın yanında kaçıncı gezimdi bilmiyorum – büyük insanlarla olmak güzel hisler uyandırıyordu bende büyümüş gibi hissediyordum. Genelde içiyorlardı ve devamlı bir şölen havası vardı- fakat bu yolculuğumuzda tek başınaydık-

Giresunda - rus pazarında dolaşıyorum babamdan ayrılmış.Babamı görüyorum uzaktan - okadar güzel şeyler varki - yeni şeyler, farklı şeyler öğreniyorum- pencereleri perdeli bir otobüs ve önünde sıraya girmiş kadınlar. İçlerinden birini seçip otobüse girebiliyorsun. Yanlarından geçiyorum.

Biraz uzaklaşıyorum ve bir kız görüyorum kısa siyah saçlı benle aynı boyda. Onu görüyorum – onu izliyorum- gri bir mont var üzerinde yada benim üzerimde.

Kız jilet satıyor- traş bıçağı – ve bana geliyor- görüyorum – ben sadece bakıyorum – ve bana ister misin diyor bozuk bir türkçeyle- yada sadece uzatıyor- sadece bana uzatışını ve kızın- sadece gelse ne yapardım diyişimi ahtırlıyorum- ve geliyor yanımda duruyor. Hayır diyorum- gülümsüyorum- hayır benimle ilgisi yok. Ve gidiyor. O kadar mutsuz görüyorum ki onu. Ve gidiyor- tekrar karşılaştığımda onu sevdiğimi söylemeliyim. Uzaklaşıyor- farklı sıralarda ve ben yerimde duruyorum. Bir uçak alıyoruz. Havada uçan bir şeyim olmamıştı o zamana kadar. Köpükten ve hayatımda gördüğüm en basit mekanizmayla bu kadar uzağa gidebilmesine şaşırıyorum- sadece bir tane alıyoruz. Hayranlıkla düşünüyorum. Ve kızı göremiyorum - bana gelişini- ve şuan Perşembe de dere kenarında bir evin 3. katında balkonda yorganı çekip ağlıyorum.

baktım uzun uzun.

baktım uzun uzun ufuklarına.

gördüm kii seni uzaklarda. orda beni bekleyen sen. gülümsüyorsun bana. sana doğru koşuyorum sana doğru süzülüyorum. önünde duruyorum tam duaklarının önünde. küçük bir öpüşünle durabiliyorum karşında.

doğum

tekrarlanan bir cümlenin ardından sessizce boynunu eğdi, cümle nasıl hissediyorsundu, yeni uyanmış olayları hatırlamaya çalışıyordu. beyni herşeyi yerine oturtamıyordu. dün gece evden çıktığını hatırlıyordu, ağlıyordu. umutsuzca doktorun yüzüne baktı.

- nerde yanlış yaptım oldu ağzından dökülen cümleler.

iyi hissediyordu , herşeye yeniden başlayabilecek güçte hissediyordu. mutluydu hastanede, sanki doğum bölümünde bir bebekti ve yaşama açtı. doktor bugün çıkabileceğini söylediği sırada nereye gideceği hakkında ne ufak bir fikri yoktu, o eve artık dönmeyecekti.

bir iş görüşmesi

önce test yapılıyor * iş görüşmesi için çağrılıyor.

- bir bekleme odası -


- bir koltukta bekliyorlar, ne olacağından habersiz.

- zaman geçiyor, ilerliyor.

- ikisi aynı iş için başvuruda bulunuyorlar ama sadece birisi alınacak birbirlerine bakıyorlar, hoşlanıyorlar birbirlerinden

- bir kadın geliyor. bir toplantı salonuna götürülüyorlar, güvensizler. birbirlerine bakmaya devam ediyorlar.

- ve oturuyorlar.

- ve testin başladığını söylüyor bir ses.

- test başlıyor ama birbirine bakmaya devam ediyorlar, gülüyorlar birbirilerine

- çocuk seviyor

- testi boş bırakıyor (ilk önce kız başlıyor teste)

- adam parasız / adam aç, kaç gündür bişe yememiş (dolabı boş). tlf. bekliyor iş için

- adam, normelde küpeli / saçları kalkmış çılgınca ama işe saçlarını tarıyor, önemli bu - son umudu. bir takım elbise alıyor arkadaşından.

- adam bitmesini bekliyor testin ve süre bitiyor.

- adam kızın işe girmesini istiyor, feda ediyor kendini

- ve çıkıyorlar binadan hiç birşey söylemiyorlar birbirlerine.

elle tutuşup ilerliyolar.

- kadın pencereden onlara bakıyor ve sonra elindeki iki boş kağıda.

kısa film - I

bir kadın odasındda -evde yanlız oturuyor. koltukta ve heycanlı (parmaklarını koltuga vuruyor) ve kapı çalınıyor
bir zarf buluyor, büyük bir zarf - merakla açıyor, adeta parçalıyor. bir footğraf düşüyor bir adamla bir kadının. ve kadında düşüyor. 8 fotoğrafta adam ve kadın sarılmış poz veriyor)


kadın kendine geliyor ve mektubu ve fotoğrafları okumadan çöp kutusuna atıyor. banyoda ağlıyor. ağlıyor. ağlıyor. yerde yıkılmış ağlıyor. kıvranıyor ve yere tekrar yıkılıp ağlıyor.





kadın

gülmeye çalşıyor
aynanı karşısında ağlamaya başlıyor.
gititkçe syratı değişiyor.
ve yere yığılıyor kıvranıyor. (duygular - )


adam


aynanın karşısında mutlu ve herşeyin bititğine seviyor.
hatta komiklikler yapıyor.
birden ayanada kadını görüyor - kadın göremiyor.
şaşırıyor
ağladığını görünce bozuluyor -ağlamaya başlıyor ( Duygular - )


kadına bağırmak istiyor (herşeyin başlamasından korkuyor.)

kanıyor adam, kanıyor kadın...

an

bugun 18 mayıs - p.tesi - yenibir güne adım atmak üzereyim. ama hiç adım atmaya niyetim yok- herşey alttan alta gelişiyor. zaman akıyor.

kendimi savunmasız izliyorum.


herşeyi kabulllenme durumum beni sürüklemeye devam ediyor- çırpınışlarım anlamsızlaştığını düşünüyorum.

yada bir bataklıkta çırpındıkça dahada batıyorum.

ama şuanda herşey bir anda değişiyor- tek bir söz herşeyin değişmesine sebep oluyor- çok uzaklardan ezgi kulaklarıma fısıldıyor.


kendimi mutlu ve güçlü hissediyorum.