Günaydın… sanırım uyandığım dünyada kimse yok. Evde dolaştım kimseyi bulamadım. Dışarı bakıyorum ve yine kimse yok bir yanlış anlaşılma mı var ? Rüyamda çok kalabalıktı dünya. Bir binanın en üst katında beni bekleyen bir kızla buluşuyordum. Yolları kaybedip, kayboluyorduk. Yeniydik şehirde. En sonunda gökdelenin en üst katında her şeyi tamamlamış olarak dönüyordum. Ve kapıda karşı karşıya geliyoruz. Mutluluk. Üzerinde bir elbise var. İnce- her zaman ince olmuştu. Burnum burnuna değiyor. Ve içeri giriyorum ve ben uyanıyorum. Yatağımda gözlerimi açıyorum. Ve yağmurun inceden yağdığını görüyorum. Hep istediğim şey ve beni mutlu eden şey yağmurla birlikte uyanmak. Pencereyi açıyorum yatağımdan çıkmadan . ve battaniyenin altında gözlerimi kapatıyorum. Uyanmaya niyetim yok. Yatakta çıplak olduğumu fark ediyorum. Hafif üşüyorum. Gözlerim kapalı- çalan müziği ve yağmuru duyuyorum.Çok güzel. Çalan müziği biliyorum ama hatırlamıyorum. Son zamanlarda isimleri pek hatırlamıyorum. Hatta şarkıları- geçici bir bilinç kaybı yaşıyorum. Sadece vücudum ve ben varım. Şarkıyı hatırlıyorum............. Kendi kendime söz verdiğim şeyleri yapmamak konusunda bu aralar yapar bir halde kendimi buluyorum...... . . . . .......................................
......... . . .. . . .. . .. . . .. . .. Yatağımda uyumaya devam ediyorum. Müzik beni gevşetiyor. Rüyalarım beni hafifletiyor. Düşlerim beni umutlu ve mutlu yapıyor. Yağmur ruhumu temizliyor. Yeni bir dünyaya adımım atıyorum.. sabah mesajlar alıyorum- dün geceden başlayan mesajlar- sanırım tarihte bir yanlışlık var. İyi ki doğduğum söyleniyor. Ve özlendiğim yazıyor. Her yerde bir telefon ve hepsinde aynı mesajlar. Gülüyorum kahvemi doldururken. Kimse yok. Herkes mesajını bırakmış ve gitmiş. Ve çoktan gitmişler, bir iz yok. İçimde bir acı yok - yalnız kalmanın, kimseyle konuşmamanın ve evden çıkmamanın mutluluğunu yaşıyorum.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 Yorum:
Post a Comment