Sevgili Mahir

sana bunları çok uzun zamandan yazıyorum, umarim iyisindir. çok uzun zaman oldu görüşmeyeli, iyi olmanın nedemek olduğunu bilmediğin için- neyi kastettiğimi bildiğini düşünüyorum. mutlu olman herşeyden önce geldiği bildiğim gibi kocaman mutluluklar diliyorum, burda herşey yolunda, zamanın nasıl geçtiğini farkında değilim. birşeyler buluyorum kendimi meşgul edecek, bazı şeyler duyuyorum hakkında, söylentiler buraya kadar geldi. umarim doğru değildir yada bu yaşananları farklı algılıyosundur. Farklı algıladığını bildiğim için ilk duyduğumda önemsemedim. ama sen olaylara biraz vakit geçtikten sonra taktığın için , takmadan sana yazmak istedim. Hayatında güveneceğin birisini hep aradığını biliyorum, güvendiğin birisinide bulduğunuda duydum. Fakat neden bu kadar onu önemsemediğini anlamadım. seninde farketmiş olacağın gibi herşeyi bırakıyorsun bir anda mahsunlaşıyorsun, dokunsan ağlıcak bir modda kendini buluyorsun. sevgili mahir son kez istanbula geldiğimde söylediğin cümle hala aklımda, bir kere kalbime dokundu ve artık birbirimiziniz. bunu çok düşündüm; neden bu kadar geniş düşünürken, bu kadar herşeye takılman. sevgili dostum sen tanıdığım en iyi insanlardan birisin- iyilik dolusun. Neden açıkca konuşamıyorsun yada neden kaçıyorsun. hayır demeden cümlememi bitirmeme izin ver; yaşadıklarını düşünüyorsun- geçmişi, ağzına sıçılmasını yada önemsiz oluşunu. herzaman bu kadar iyiyken haketmediğin şeyleri yaşadığın için hep istenmeyen birisi oluyorsun yada olduğunu düşünüyorsun, onun dışında herkes yanında olmak isterken, sen sevdiğin kadından uzak duruyorsun;isterse gelir isterse konuşuru neden kendine ve yaşadıklarına atıfta bululunarak geçiriyorsun, hiçmi birşey istemiyorsun, çabalarının boşa gitmesi seni üzdüğü gibi neden çabalamıyorsun. sevdiğini söylüyorsun ama onun yanında değilsin, bıraktın sanırım herşeyi -istediğini.
sanırım çok sıktım seni, duymak istemdeğin şeyleri söyleyerek, peki hep başkaları isterse mi sen orda olacaksın, başkaları isterse mi yanında olacaksın. kendine bu soruyu sordurmadan cümlelerim son bulmayacak. pratik bir adamsın-pragmatik- sanırım burda dursam iyi olacak. sakince duruyorum ve yüzündeki ifadeyi görüyor oluyorum. bak yine mahsunlaştın herşeyi bırakarak. birazda kendimden bahsedim. geçenlerde bir kızla tanıştım - daha öncede otobüste karşılaşmıştık, güldük. üstelik bir arakdaşım gülmenin en önemli şey olduğunu söylemişti, tesadüf odur ki bugün gülmeyle ilgili bir konuşma dersi dinledim ve güldüm. görüşmeye başladık o kızla, onu istedim. ne istediğimi sana anlatmalıyım. onunla akşam 9'da evden birlikte çıkmak istiyorum, süslenmiş yada önemli değil; çantası elinde hazır olduğunu söylediği anı duymak ve evden çıkmak istiyorum. birlikte çıktık evden, yemek yedik eve dönmesi gerekiyordu ve çıktığımızda sevgilisi bekliyordu, ne ben ne de o, onun dönmesini istemedik. uyumak istiyordum onunla, karşılaştığımız andan itibaren hiç ayrılmamıştık fakat o döndü yanaklarıma bir öpücük kondurarak ve bende evime döndüm. mutluydum yada huzurluydum arasında çok pek fark olmadığını ikimizde biiliyoruz ama senin sorunun lütfen bağışla beni; huzurluyken hiçbirşey yapmaman, kendini bir salda, kollarını suya açmış,güneşin altında uzandığını düşünüyorsun. neden o sandalı yakmayı düşünmüyorsun, göreceksin o sandalı yanarken gördüğünde daha huzur bulacaksın - ilk ipucunu veriyorum sana. şimdi gitmem gerekiyor mahir, bir arkadaşımla yemek yiyeceğim ve seni konuşacağız, keşke buralara gelsen ve bundan sonra hep birikte olsak. seni seven biricik dostundan öpücükler.

Durup Düşünmeden

Bugün P.tesi eve dönüyorum. eve dönmek yada başka bir yere gitmek için heycan duymuyorum. Mutlu değilim sakin bir şekilde otobüsün koltuğunda oturuyorum. hemen çaprazımda kitap okuyan bir kızı izliyorum. beni seviyor, bakışlarından anlayabiliyorum. içimdeki tek mutluluk şuan bu. Olacakların, güzel şeylerin gerçekleşmesi için beklemekten başka bir yolum yok; bende bekliyorum. Aslında donukluğum yada heycanlanmam yada Aslını deyimiyle enerjimi - bu güzel enerjimi - bir kanala akıtmamdan kaynaklanıyor; rahatımdır çok uzun zaman zamandır, istediğim ve tasarladığım şeyi yaptım. Bu yüzden sakin olmam.

sistemsensin

Durum hakkında değerlendirmem:

Yıl 2009
Ay - kasım: kasımda aşk başkadır.
Gün Pazar-

Kitabı bitirdim. Şimdi bir boşlukta düşüyorum. Elime bir silah almam gerekiyor bu boşlukta. En dibe düşerken göz yaşlarımın silahıma damlamasını istemiyorum. Ne kadar silahlanırsam o kadar çabuk dibe düşeceğim. Ama dibi hava uçurmaya niyetliyim. Büyük bir patlama. Belki dip yoktur bu ağırlıkla dahada dipte – bıraktıgım bombaları havaya uçurucağım. Sistemi başarızlığa uğratabilen tek şey terörizmdir. Terröristlerin de sistemle uyuştugu - ortak suç işlediği nokta - durumları tepkisizleştirmesidir. Yeni, bir system bunu yapabilir. Ama içinde bulunduğum system bunu yapamayacak hale gelecek. Şimdi yavaşça düşüyorum. Yavaşça bombaları bırakıyorum. Bıraktıgım şeyler geçekler değil tama tersine yaratılmış olan hiper gerçekler üzerinden sistemin sonunu hazırlayan bombalar.

bayrak yarışı

ne oldugu hakkınd en ufak fikrim yok. meraklı gözlerle olanları izliyorum. uzun zamandır gerilmiş olmanın gevşemesini yaşıyorum.. önümde yeni hedefelere ve koşuşturmaca başlıyor... - bayrak koşusunda bayragı elinde olup olmadığından emin olmadan koşmaya başlıyan koşucu gibi.

ara

bir ara