dead and lovely

Uyuyamıyorum.

Bir şarkı aklıma takılıyor.

Sözler aklıma takılıyor.
And now she's dead
Forever dead
And she's so dead and lovely now


İ can’t sleep tonight,

One song - in my mind whose last words is;


And now she's dead
Forever dead
And she's so dead and lovely now


So i can sleep lovely and alone

günaydın (ince)

Günaydın, bugüne nasıl başladığımı anlatmak istiyorum- aklımdan geçen binlerce kelime oyunlarının etrafında. gökdelendeki kızla yerde karşılaştık- en son beyoğlu tünel taraflarında geziniyorduk- tepeden bakıyorum. Çatının en üstünden- gökdelen evimiz ve çok kalabalık, dolaşıyoruz, sanki bir başkasıylaymış gibi. Ama benimle- hiçbir zaman emin olamadım,

Bir partideyiz,

Onun yanındayım. Bir adaya gidiyoruz güneşli -

Ve ince elbiseleriyle mutlu- kumsaldayız- yan adaya geçiyoruz. Ben geçiyorum o orda beni bekliyor- kıyıda- bir zıpkın elimde- nasıl kullanacağımı deniyorum. Zıpkını atıp beni peşinden sürüklemesini bekliyorum. Tetiğe dokunduğumda ip o kadar uzağa fırlıyor ki- aklımda ya geri dönerse düşünceleri kayboluyor. Gittikçe gidiyor. O kadar uzağa gidiyor ki – peşinden takılmak yerine ipin bitmesini bekliyorum . ama bitmiyor. Sonunda dibe çakılmış orda duruyor..

Bende suya girip – not suyun üstünden atıyorum zıpkını. Sıcak ve güneşli- yapraklarla dolu bir deniz kıyısında- ona bakıyorum. Buradan –öpücükler-

Tekrar görüşmek üzere- not: beyoğlunun tüm arka sokaklarını biliyorsun. Artık tanıyorum bu yeri- rüyalarımda daha farklılar ama sende biliyorsun. Sanırım rüyalarımda olduğun için.

Göreceğiz.

Bildiğini bilmek güzel..

Tekrar öpüldün…

İyi günler..

You waNT ME

Hey günlerden Salı- ve ben odamda oturuyorum. Her şey karışıkmış gibi görünse de. Aslında her şey çok basit ilerliyor.

Örneğin- markete girmek için bir şorta bir gözlüğe ve bir parmak arası terliğe ihtiyacınız var- hepsi bu. … her tekele girdiğinizde kendinizi Napoli”de hissettiğiniz olmuş mudur. Ben her defasında kendimi İtalyadaymış gibi hissediyorum. Sebepleri incelemek istediğimde. Market arka sokakta – apartmanımın köşesinden sola dönmem gerekiyor. Karşılıklı 2 kafe ve ilerde sağda ardı sıra iki kafe daha var- bu kadar kısacık yolda. kafeler sağda ve kafelerin bitişinde market köşede duruyor. O kadar kısa yolda o kadar insanla konuşmama şaşırıyorum. Gülümsemeler- öpücükler-sarılmalar- takip etmeler –hepsini yaşıyorum. Pek de türk yok genelde yabancı ve Türkçe 3.sırada geliyor konuşmalarda - bu bir sebep olabilir. Devam ediyorum. Markette konuşmalar aynı- marketteki çocuğu tanıyorum- ara sıra beni evime girip çıkıyor- yakın zamanda evde sorun çıkardığı için kendisiyle konuştuğumu hatırlıyorum. Bi süre uğramasan iyi olur. Birbirimizi anlıyoruz ki geçen gün o bendeyken ve ben dışardeyken bende bir evi dağıtıyordum. - ona anladığımı söylüyorum. Ve görüşürüz diyip ayrılıyoruz. markette karşımda - biraz öncede o dar sokakta karşılaşmıştık- istediğimi söyleyebilirim- ne haber diyorum tekrar- rahatlık- her şeyi isteyebilirim.. günün şanslı çocuğu benim. Gülümseyerek ayrılıyorum. Erken içemeye başladığımı soyluyor- gülüyoruz- kahvaltıdan sonra vakit kaybetmek istemediğimi söyleyip yan bakkala kahvaltılık şeyler almaya gidiyorum. Biliyorum istediğim ekmek yok.günlerdir kaçıncı gidişim ama bir türlü bulaadıgım ekmeyi bulmaya gidiyorum. Fiyatlardan haberim yok 2 ekmek istiyorum ve bu sefer ne kadar olduğunu soruyorum. Şaşırıyorum. Ben daha fazla bekliyordum. Bırakıp parayı iki ekmek alıp çıkıyorum. Güneş gözlüğü üzerimde – takıyorum. Anahtarım elimde o dar sokağa giriyorum.. dans ederek ,lerliyorum. Apartmana girişte soldan jimy hendrix çalıyor- ismini bir türlü hatırlayamadığım adamın ismini hatırlamaktan keyif alıyorum.ses sonuna kadar açık. Merdivenlerden yukarı çıkıyorum. Anahtarım olmasına rağmen kapıyı tekmeliyorum. Açın içerde olduğunuzu biliyorum. Ayak seslerini duyuyorum ve birden kapı açılıyor. Vakit kaybetmenin anlamı olmadığını düşünüp kahvaltıyla extra kahvaltı yapıyorum…

uyanış

Günaydın… sanırım uyandığım dünyada kimse yok. Evde dolaştım kimseyi bulamadım. Dışarı bakıyorum ve yine kimse yok bir yanlış anlaşılma mı var ? Rüyamda çok kalabalıktı dünya. Bir binanın en üst katında beni bekleyen bir kızla buluşuyordum. Yolları kaybedip, kayboluyorduk. Yeniydik şehirde. En sonunda gökdelenin en üst katında her şeyi tamamlamış olarak dönüyordum. Ve kapıda karşı karşıya geliyoruz. Mutluluk. Üzerinde bir elbise var. İnce- her zaman ince olmuştu. Burnum burnuna değiyor. Ve içeri giriyorum ve ben uyanıyorum. Yatağımda gözlerimi açıyorum. Ve yağmurun inceden yağdığını görüyorum. Hep istediğim şey ve beni mutlu eden şey yağmurla birlikte uyanmak. Pencereyi açıyorum yatağımdan çıkmadan . ve battaniyenin altında gözlerimi kapatıyorum. Uyanmaya niyetim yok. Yatakta çıplak olduğumu fark ediyorum. Hafif üşüyorum. Gözlerim kapalı- çalan müziği ve yağmuru duyuyorum.Çok güzel. Çalan müziği biliyorum ama hatırlamıyorum. Son zamanlarda isimleri pek hatırlamıyorum. Hatta şarkıları- geçici bir bilinç kaybı yaşıyorum. Sadece vücudum ve ben varım. Şarkıyı hatırlıyorum............. Kendi kendime söz verdiğim şeyleri yapmamak konusunda bu aralar yapar bir halde kendimi buluyorum...... . . . . .......................................
......... . . .. . . .. . .. . . .. . .. Yatağımda uyumaya devam ediyorum. Müzik beni gevşetiyor. Rüyalarım beni hafifletiyor. Düşlerim beni umutlu ve mutlu yapıyor. Yağmur ruhumu temizliyor. Yeni bir dünyaya adımım atıyorum.. sabah mesajlar alıyorum- dün geceden başlayan mesajlar- sanırım tarihte bir yanlışlık var. İyi ki doğduğum söyleniyor. Ve özlendiğim yazıyor. Her yerde bir telefon ve hepsinde aynı mesajlar. Gülüyorum kahvemi doldururken. Kimse yok. Herkes mesajını bırakmış ve gitmiş. Ve çoktan gitmişler, bir iz yok. İçimde bir acı yok - yalnız kalmanın, kimseyle konuşmamanın ve evden çıkmamanın mutluluğunu yaşıyorum.

drunk



Durup düşünmeden yoluma devam ediyorum- bir bakmışım sarhoşum- ve koşuyorum şapkamda ışıklı bir pervane- içki almaya gidiyorum.- ne kadar içebilirim bilmiyorum. Bana yetişmeleri için köşede bekliyorum. geliyorlar - sokak çocukları ve arkadaşlarım. sokak çocukları yarışmayı kazanıyor ve şapkamdan pervaneyi onlara uzatıyorum. Küçük bir tartışma yaşıyoruz. kaç yaşında olduklarını soruyorum. 10- 15 arası . gülüyorum ama çok sinirliler. Arkadaşlarım yetişiyor ve araya giriyorlar. Çok ciddiler. Yaşlarına göre çok fazla - - hiç oyun oynamıyor musunuz diye soruyorum .aldığım cevap beni şaşırtıyor- iş yaptıklarını söylüyorlar. Gidiyoruz hep beraber- onlar arkada. Homurdanıyorlar. Gideceğimiz yere daha var. Önceden giden arkadaşlarım yolumdan caydırmaya çalışıyor- kimse yok neden gidiyoruz diye soruyor. Herkesin bu yürüyüşteki amacı farklı ama hep birlikte yürüyoruz. Bi kaçı ben yürüyüş için katıldım diyor. Bi kaç kişi ilerleyeceğini söylüyor. Bir kaçı da benle gelmeyi kabul ediyor.

Bir kız koluma girmiş, ilerliyoruz. Diğer kolunda başka bir çocuk. İçmeliyim. Yada elimde içki tutuyorum yada arıyorum yoksa eğer. içmeden duramıyorum. Sarhoşum. Gülümsüyorum yanımdakilere - bir ara karışıyoruz. Ve yolda dönelim diyenlerin sayısı artıyor. Köşeye geldiğimizde sadece iki kişi kalıyoruz. Arkadaşım yanımda ve amacıma bir adım daha atıyoruz. Onlar köşede bekliyor – bende dönüp uzaktan el sallıyorum. Bazıları devam ediyor bazıları dönüyor. Ve içeri giriyorum. Bir pist var. ve boş ve barda boş. Aynı zamanda loş. Ve piste çıkıyorum..

onu görmek istemek.

onsuz durumlar konusunda...


ne kadar farklı geldi- yada tanıdık. şaşırdım. oda oyle - karşılaşamızı anlatmicam.

gülümsüyorum. sevindim.

not: beyaz çiçek hakkında bir şey bilmiyormuş-güldüm.

sevgilim.

şuan burdayım ama sen yoksun acaba hiç oldun mu diye şüphe içerisindeyim.


korkularım var- sanırım beni istemiyosun yada tanışmadığımız için benimle konuşmuyorsun.

Günaydın. Saat 1553.

Uykuya dalıyorum.
Yeni kalkmadım ama yeni uyanıyorum yada düşsel bir yolda ilerliyorum. Küçük küçük ilerliyorum.

Sakin bir gün beni bekliyor. Altan alta kendime bir yol haritası çiziyorum ve önüme bazı amaçlar ekliyorum. Belirli tarihlerdeki belirli başarılar yolumda ilerlememi sağlayacak..

İsteklerimin olmasıyla, amaçlarımın olmasını hepsini tesadüfi olarak birleşmesini bekledim. Yanılmışım. Yansılamalar içerisinde süzülmüşüm. Havadayım. Bir endişe taşımıyorum yada taşımaya başladım bu sabah – uyanınca. bir rüyayı aynı gece kaç defa görebilir insan.

En son sıkıldım aynı rüyayı görmekten ve yatağımdan çıktım. Biraz ufladım ve biraz pufladım. Rüyamı anlatim. Bir çadırım var – bir uyku tulumum. Onu almam gerekiyor- sanki yarın tatile çıkacakmışım gibi ve ihtiyacım o kadar fazla ki – çadır olmasa hiçbir yere gidemicekmişim gibi geliyor tatile gitmemekte cabası- ama şimdi o çadırı almaya cesaretim yok. Geçmişimdeki şeylere dokunmaya niyetim yok. Sanki dokunursam ben kırılacakmışım gibi geliyor- dağılıyor- bir heyecan değil bir acının sızıntılarının vücuduna boşalması gibi. Yada sert bir vazoyum ve dağılacakmışım gibi geliyor. O zaman kendime gülmeye başlıcam. Parçalandığım zaman.

Aynı rüyayı görmekten sıkıldım. Bekliyorum uyanınca o çadır alacağım. Son kararım. Kapsında bir zil bulunuyor- kalemle çizdiğim. O zile basmak için sabırsızlanıyorum. Umarım içinden kimse çıkmaz , düşüp bayılırım sonra.

Bakın yazara ne kadar korku dolu saatler geçiriyor. biraz daha abartalım -yada açıklayalım - dışardan birisi yani siz yanında olduğunuzda hiçbir şeyin farkında olmuyorsunuz çünkü ortada gözle görülür bir şey yok. her şey iyi güzel ve güneşli bir günde ısınıyorsunuz. Dün yağmurda denize girmekten üşümüz vücudunuz yayılıyor tıpkı onun gibi. Ama o korkuyor – ödü patlıyor- biraz heyecanlı sanırım ilk defa başına böyle bir şey geliyor- ağlayacak hemen hayallere dalıyor- hep o anı düşünüyor. Her şeyi başardığı ve yolun başlangıcında buranın sonunda olduğu o kopma anını – ayrılma daha doğru bir kelime olur - el sallıyor ve gidiyor. O gidiyor ama içerdeki mahir diz çökmüş yerde ağlıyor. O zaman giden kim yada kim ortada kalan . yada yatağından çıkmayan kim? Hep aynı şey oluyor o ayrılıştan sonrası bulutlara karışıyor – yansımalar içerisinde süzülüyor .

beyaz

Kendime engel olamıyorum- evinin önünden geçmekten kendimi alıkoyamıyorum.Kimseye engel olmak istemiyorum neden kendime engel olayım - kalp atışlarımı da engel olamadığım gibi- ne kadar heyecanlandığımı bir bilsen. bir görsem seni. o kadar çok şey var ki sana anlatmak istediğim - aslında ne konuşacağımı bilmiyorum. elimde bir çiçek seninle karşılaşmayı bekliyorum. yürüyorum caddede - cihangire giden en kısa yol evinin önünden geçmesi de planlarıma uyuyor- kendimi haklı çıkartıyorum. İskeleden sana doğru yürüyorum.

bu duyguyu yaşamalıyım. seninle evinin yanında oturduğumuz yerlere bakıyorum. yada yürüdüğümüz. pencerenden içeri bakmamak için çabalıyorum. içerde görsem seni - bayılmaktan korkuyorum- aslında uykuluyum - uyudum vapurda – uyurken de seni düşündüm- planımı daha vapur hareket ettiği sırada uyumadan biraz önce düşündüm. ve sarı çiçeği daha koparırken de adada seni düşündüm. sırtı üstü koltuğa uzandım ve ölüymüşüm gibi çiçeği göğsüme koyup ellerimi birleştirdim. ve güneş gözlüklerimi taktım. uyurken kendime gülüyordum.göğsümden çiçeği almanı bekledim. uyandığımda her şey kendiliğinden oldu – vapurdan indikten sonra - beyaz bir çiçekle karşılaştım yolda - beyazın anlamını düşündüm. ve buldum. barıştı ve planlarıma uyuyordu. ve yanımdaydı – balkonundaydı.